Examples of using "лицом" in a sentence and their turkish translations:
Kızlar birbirlerine bakıyorlar.
Şans benim lehine döndü.
Yüzünü vitrine bastırdı.
İki adam yüz yüze görüştüler.
Yüz yüze oturduk.
Tom kapıya bakarak oturdu.
Tom Mary ile yüz yüze oturdu.
Onlar yüz yüze durdu.
Onlar yüz yüzeydi.
- Tom yüzüstü yere kapaklandı.
- Tom yüzünün üzerine düştü.
- Tom yüzüstü yere yapıştı.
- Tom yüzükoyun yere kapaklandı.
- Tom yeri öptü.
- Tom eline yüzüne bulaştırdı.
Karmaşık bir durumla karşı karşıyayız.
Tom tehlike karşısında cesaretini gösterdi.
- Sorumlu kişi ile görüşmem gerekiyor.
- Sorumlu kişi ile konuşmak istiyorum.
Yüzüne ne oldu?
Bizim yüz yüze konuşmamız gerekiyor.
İki düşman yüz yüzeydi.
Müslümanlar hep Mekke'ye doğru namaz kılarlar.
O sıkıntıyla karşılassa bile gülümsemeyi sürdürür.
Ölümle yüz yüze kaldık.
Tom kartı ters çevirerek masaya koydu.
Kurbanın vücudu halı üzerinde yüzü aşağıya bakacak şekilde yatıyordu.
Tom, Mary ile yüzleşti.
Ben sorumlu kişiyle konuşabilir miyim?
Öğretmen ve ben yüz yüze oturduk.
Tehlikenin karşısında cesaretini gösterdi.
İmkânsız gibi görünen bir yarışın eşiğinde
Sen sadece görünüşü kurtarıyorsun!
Tom Mary ile yüz yüze konuşmak istedi.
Tom tökezledi ve karda yüz üstü kapaklandı.
ve öne savrularak atın kafasının arkasına yüzümü çarptım.
Facebook bu kişileri kayıt ediyor, daha sonra sizin karşınıza face de
Ben anne ve babamın katili ile karşı karşıyaydım.
Tehlike karşısında seni yalnız bırakamazdım.
Biz yüz yüze durduk.
Tanrı'nın gözünde yeryüzü bozulmuş, zorbalıkla dolmuştu.
Sonunda yüz yüze görüştüler.
Soluk tenli uzun boylu bir adam odaya girdi ve Tom'un yanına oturdu.
Böylece İskender’in ordusunda yüzleşmeye karar verdiler. Granicus Nehri.
Esmer tenli tıknaz bir adam Mary'nin el çantasını kaptı ve kalabalığa doğru ortadan kayboldu.
Tom birkaç ciddi sorunla karşı karşıya.
O, tehlike karşısında sakin kalır.
Sonunda Viking zihniyetiyle ilgili beni etkileyen şey , ölüm karşısındaki meydan okuma değil
RAB, “Dağa çık ve önümde dur, yanından geçeceğim” dedi. RAB'bin önünde çok güçlü bir rüzgar dağları yarıp kayaları parçaladı. Ancak RAB rüzgarın içinde değildi. Rüzgarın ardından bir deprem oldu, RAB depremin içinde de değildi. Depremden sonra bir ateş çıktı, ancak RAB ateşin içinde de değildi. Ateşten sonra ince, yumuşak bir ses duyuldu.