Examples of using "стоят" in a sentence and their turkish translations:
Onlar buna değer mi?
Herkes ayakta dayanıyor.
Onlar çok pahalıya mal oldu.
Onların hepsi aynı fiyata mı mal olur?
Bu küpeler ne kadar?
Zambak ne kadar?
Onların maliyeti nedir?
Plakalar nerede düzenlenmiş?
- Yumurtaların maliyeti nedir?
- Yumurtalar ne kadar?
Bu saat kaç para?
Bu şeyler ne kadar?
Bu bardaklar ne kadar tuttu.
Tehlikede olan hayatlar vardır.
Bu ayakkabılar ne kadar?
İki kitap aynı fiyata sahipler.
Onların hepsi aynı fiyatta mıdır?
Bu elma ne kadar?
Bu saat pahalı.
Bu ayakkabıların kaça mal olduğunu biliyor musun?
yetişkin olmak üzere.
Kızlar birbirlerine bakıyorlar.
Biletlerin her biri yirmi yen.
Tren istasyonunun önünde genellikle taksiler var.
Portakal ne kadar?
10 kâğıt tabak kaç para?
Ziyaretçilerimiz kapıdalar.
Güneş gözlüğünün maliyeti yirmi pound.
Tom'un okul kitapları çok pahalı.
Senin İsviçre saatin ne kadar?
Affedersiniz, bunların maliyeti nedir?
Armut ne kadar?
Sadece binanın önünde duran insanlar polis.
Bir kadının gözyaşları değersizdir.
Masanın yanında iki sandalye var.
İki ev yan yana durur.
Onlar orada dayanıp patates cipsi yiyorlar.
Yumurtaların perakende fiyatı nedir?
Kesintisiz uçuşlar neredeyse her zaman daha pahalıdır.
Leylekler gerçekten tek bacak üzerinde mi dururlar?
Bu antika saat bin dolar değer.
Parkın kapısında iki motosiklet var.
Sosisli sandviçler üç dolardır.
Şampuan ve diş macunu aynı fiyattır.
İnsanlara değerleri kadar ödenmiyor.
Rafta bir sürü boş cam kavanoz var.
Biletlerin her biri 20 Yen.
Herkes ayakta.
Sandalyeler ağacın altında.
- Mantar şu an mevsiminde; o yüzden ucuz.
- Şimdi mantar mevsimi, bu yüzden ucuz.
Onların maliyeti nedir?
Bu saat yaklaşık elli bin yene mal olur.
Bu saat en çok on dolar tutar.
Konuşma ucuz ama düşünce ücretsizdir.
Mavi pantolonun, yeşilden daha fazla maliyeti var.
Oyun severler teknolojideki keşiflerin genellikle öncülüğünü yapıyorlar.
Acelesi olmayan insanlar yürüyen merdivenin sağ tarafında durur.
Onlar bir servete mal oluyorlar.
Bu iki bisikletin kaça mal olduğunu bilmiyorum.
Konuşma ucuz.
Bu siyah pantolonlar ve bu kırmızı gömlekler ne kadar?
- Masanın üzerinde iki tabak var.
- Masanın üstünde iki tabak var.
İçecekler altıya kadar yarı fiyatına.
- Tom ve Mary bir saattir aynanın karşısında duruyorlardı zaten.
- Tom ve Mary bir saat kadar aynanın karşısında duruyorlardı zaten.
- Tom ve Mary bir saattir aynanın önünde duruyor.
Masada üç kutu var.
Eski saat yıllardır rafta duruyordu.
Biletler 3 dolardır. 3 yaş ve altındaki çocuklar ücretsiz olarak kabul edilir.
Bu ayakkabılar çok maliyetli.
Sürücüler başlangıç çizgisindeler ve gitmek için çok istekliler.
On kağıt tabağın maliyeti bir dolar eder.
Mavi pantolonun, yeşilden daha fazla maliyeti var.
Hiçbir şekilde kitaplıktaki kitaplardan resim kesip çıkaramazsın.
Ahırda üç inek var.
Bugünlerde el yapısı ürünler çok pahalı.
Bu yaz bu üç raftaki her kitabı okumayı planlıyorum.