Examples of using "допускать" in a sentence and their turkish translations:
Bunun olmasına izin vermemeliydin.
Biz hataları göze alamayız.
Bir misk kedisi bu ağacı sahiplenmek için elinden geleni yapıyor.
Buna izin vermemeliyiz.
Uzman sürücüler bile hata yapar.
E-posta mesajlarının mahrem olmadığını farz ederek hareket etmelisiniz.
Onun olmasına izin vermeyeceğim.