Examples of using "позволять" in a sentence and their turkish translations:
Ona izin verilmemeliydi.
Böyle bir şeye nasıl gücün yetebiliyor?
Onun onu öpmesine izin vermeye niyeti yoktu.
Tom'un onu yapmasına izin vermemelisiniz.
Tom'un onu yapmasına izin vermeyeceğiz.
Tom Mary'nin araba sürmesine izin vermemeliydi.
Çocukların fazla tatlı yemelerine izin vermemelisin.
Çocukların mutfak bıçağıyla oynamasına izin vermemelisin.
Bu sorunların projeyi engellemesine izin vermemeliyiz.
Buna izin vermemeliyiz.
Sanırım onun her zaman istediğini yapmasına izin vermeyi durdurmamın zamanıdır.
Tom alışkın olduğu şekilde daha fazla yaşamayı göze alamaz.