Examples of using "говорящего" in a sentence and their turkish translations:
Kalabalık, konuşmacının etrafında toplandı.
Konuşan birinin sözünü kesmek kabalıktır.
Hoparlöre yakın dinledi.
O, sık sık soruları ile konuşmacını sözünü kesti.
Fransızca konuşan bir doktor bulmak istiyorum.
Konuşmacıyı ne görebildim ne de duyabildim.
Göklerden ve yerden korkmayın fakat Wenzhou'lu bir kişinin kendi dilini konuştuğunu duymaktan korkun.
Japonca konuşan herhangi bir doktor tanıyor musun?