Examples of using "воли" in a sentence and their turkish translations:
İraden var.
Özgür irade var mıdır?
Bu bir irade gücü konusu.
Onu kendi irademe karşı yaptım.
İşi rızam olmadan yaptım.
O yeteli iradeye sahip.
Hayalinin seninle kaçmasına izin verme.
Mary'nin irade gücü yok.
Tom'un irade gücü yok.
Sigarayı bırakmak kararlılık gerektirir.
Tom'un çok fazla irade gücü vardır.
- İnsanlar özgür iradeye sahipler mi?
- İnsanların özgür iradeleri var mı?
Çelik gibi bir iradesi var.
Mutluluğumuz koşulların keyfine kalmış olacaktır.
O, onu iradesine karşı yaptı.
- Sen gerçekleştirmedikçe hiçbir şey olmaz.
- Gerçekleştirmediğin sürece hiçbir şey olmaz.
Buraya benim isteğim dışında getirildim.
Babasının rızası dışında evlendi.
Tom bunu kendi iradesine karşı yaptı.
Tom kazanacak yeteneğe sahip değildir.
Sigarayı bırakacak irade gücüm yok.
İrademe karşı beni gönderdi.
- Anlaşmayı cebren imzaladı.
- Anlaşmaya isteği dışında imza attırıldı.
- Anlaşma ona rızası dışında imzalattırıldı.
Onunla zorla evlendim.
Tom'un sigarayı bırakmak için irade gücü yok.
Senin vasiyetine karşı bir şey yapmayacağız.
Egzersiz söz konusu olduğunda irade gücüm yok.
Tom'un bunu yapacak iradesi yok.
Ivır zıvır yiyecek yemekten vazgeçmek için irade gücüne sahip olmadığım için kendimden nefret ediyorum.
Hiç kimse seni iradene karşı bir şey yapman için zorlayamaz.
O, ebeveynlerinin isteklerine karşı çıktı ve yabancı ile evlendi.
Tom, onu onun iradesine karşı yaptı.
- Sigarayı bırakacak iradem olduğunu sanmıyorum.
- Sigarayı bırakacak irade gücüm olduğunu sanmıyorum.
Onun isteklerinin aksine o onu yakarak kül etti.
Rızası olmadan ona piyano çaldırdım.
Keşke diyette kalmaya devam etmek için irade gücüm olsa.
İki tarafın da iyi niyetiyle, sorunumuzun üstesinden gelinebilir.