Examples of using "силы" in a sentence and their turkish translations:
Gücünü topla.
Ben güçlerini kaybediyorum.
Kendi gücünü bilmiyorsun.
Hayat dolu bu ormanın bereketli yaşamı
Benim gücümün hepsi gitti.
Diniyor.
Gücümü küçümseme.
Bataryaları yeniden şarj etmeliyim.
Bu bir irade gücü konusu.
Ölümcül kuvvet kullanımı onaylandı.
ve en eski türden bir güç yaratmak.
Bizi ayakta tutan kalori.
O yeteli iradeye sahip.
Kendi gücünü küçümseme.
Mary'nin irade gücü yok.
Tom'un irade gücü yok.
Sigarayı bırakmak kararlılık gerektirir.
Ben senin gücüne sahip değilim.
Kanıtınız geçersiz.
Yasa artık yürürlükte değil.
Bu bana devam etmek için güç veriyor.
Japon güçleri Birmanya'ya yürüdü.
- Tom kendi gücünü bilmiyor.
- Tom kendi gücünün farkında değil.
- Süt yorgun adamları canlandırır.
- Süt yorgun insanları canlandırır.
peki sizce hangi atıştırmalık bize güç verir?
Burada tutunarak güç kaybediyorum.
İyi dostlarımdan güç alırım.
insan ruhunun inanılmaz azminin ve yaratıcılıkla adapte olma yeteneğimizin
Orada ancak elli kişi vardı.
Pişirmeyi deneyeceğim.
Sigarayı bırakacak irade gücüm yok.
aslında tam olarak bu bir güç gösterisiydi
O, hastalığın üstesinden gelebilecek güce sahiptir.
Tom'un sigarayı bırakmak için irade gücü yok.
- Yalnızca gücümüze güvenmeliydik.
- Sadece gücümüzü hesaba katmalıydık.
Franko'nun güçleri İspanya'da kontrolü ele geçirdi.
Ağustos ayı sonlarında İtilâf Devletleri, Paris'i ele geçirdi.
Tom Mary'ye yardımcı olmak için elinden geleni yaptı.
Tom topa çok sert vurdu.
Doğada gücünüze ihtiyaç duyduğunuz bir yer varsa orası kesinlikle ormandır.
virüsü yaptılar saldılar. Hep dıj güçler bunlar
devlet zorla o öğretmenlere ders verin demedi
Ve yetkiler gelip evinden alacak onları
Saatler sonra Avusturyalı güçler Belgrad'ı bombardımana tuttu.
Alman, Bulgar ve Bulgar karşı saldırı Avusturya-Macar kuvvetleri.
Hatanın onun cesaretini kırmasına izin vermedi.
- Yapılacak iş dediğin atla deve değil, altı üstü güç ile yer değişiminin çarpımına eşit.
- Merak etme, işi yoluna koyarız. Zaten iş dediğin şey altı üstü kuvvet çarpı yol.
Tom kendini hazırladı.
İşte son bir girişimde bulunmak ister misin?
Egzersiz söz konusu olduğunda irade gücüm yok.
Tom'un bunu yapacak iradesi yok.
karşı saldırıda önemli bir rol oynadı… ta ki,
O zaman, NATO Bosnalı Sırpların üslerini bombaladı.
Düşmanla savaşmak için güçlerini birleştirdiler.
O, doğaüstüne inanır.
Polis, göstericileri tutuklarken aşırı güç kullandığı gerekçesiyle suçlandı.
Mümkün olduğunca hızlı koş ve elimi bırakma.
Ivır zıvır yiyecek yemekten vazgeçmek için irade gücüne sahip olmadığım için kendimden nefret ediyorum.
Bu kayalar aşırı kaygan! Buraya tutunurken gücüm tükeniyor.
emirleri yazıya döktü, raporları dosyaladı ve istihbaratı topladı. düşman kuvvetleri…
Yollarındaki sayıca fazla Fransız kuvvetleri sadece geri çekilin.
Yin ve Yang karşıt olmaktan ziyade birbirini tamamlayan güçlerdir.
Bu ağır metal kutuları taşımak için yeterince güçlüyüm.
Tom çiğneyebileceğinden daha fazlasını ısırdı.
Bütün bunlar kendimizden daha büyük bir gücü
Ama bilirsiniz, böyle zamanlarda gücümü nereden aldığımı da düşünürüm.
saldırıya ve ileri atılmaya hazır oldukları anlamına gelir.
Yorgunluktan çatlamak üzere. Ama biliyor ki dişi yakında.
Birden tekrar fotoğraf ve film çekmek için enerjim olduğunu fark ettim.
Televizyon yaratıcı gücümüzü köreltebilir.
Koalisyon güçleri Bağdat'daki kontrol noktasında onun arabasına ateş ettiler.
Tom ipi elinden geldiği kadar uzun süre tuttu.
saldırıya ve ileri atılmaya hazır oldukları anlamına gelir.
Kas eksiklikleri güçlerini veya çevikliklerini kötü etkilemedi.
Ertesi sabah General Osten-Sacken'in üzerine yürüdü Montmirail yakın kuvvet.
Bunun çaba göstermeye değer olduğunu mu düşünüyorsun?
Benim için her zaman üç şey vardır. Ailemden güç alırım.
Önümüzdeki yıllarda Davout için sevgi dolu bir evlilik ve büyük bir güç kaynağı oldu.
Lejre, bir zamanlar Ledreborg, gerçekten de erken Viking
Mary “Karanlık güçler bize karşı birleşiyor” dedi. Tom "Daha çorba ister misin, Mary?" dedi.
Lannes, Pułtusk'ta daha büyük bir Rus gücüne saldırdı, ancak bu kanlı ve kararsız bir olaydı.
O, o kadar güçlü bir patlamaydı ki çatı savruldu.
Napolyon, ana Prusya ordusu olduğuna inandığı orduya saldırmak için kuvvetlerini Jena'da yoğunlaştırırken
Stamford Bridge muharebesi ile ilgili olan şey, Harald Hardrada ve onun işgal gücü
İşlediğin toprak bundan böyle sana ürün vermeyecek. Yeryüzünde aylak aylak dolaşacaksın.
O günlerin sıkıntısından hemen sonra, güneş kararacak, ay ışık vermez olacak, yıldızlar gökten düşecek, göksel güçler sarsılacak.
Keşke diyette kalmaya devam etmek için irade gücüm olsa.
Karanlıkta korkunç şekiller göreceksin, kötü sesler kulağına fısıldayacak, fakat sana zarar vermeyecekler, çünkü küçük bir çocuğun saflığına karşı cehennem güçleri üstün gelemez.
Sabret! Kendi yolunu git! Kendine inan! Kalbinin sesini takip et! Mutlu ol! Güçlerine güven! Yıldızlara uzan! Yağmurda dans et! Hep kendin ol! Küçük şeylerin tadına var! Cesur ol! Dünyayı keşfet! Asla pes etme! Seni mutlu edeni yap! Kendinle gurur duy! Hayal kurmaktan asla vazgeçme! Seni itip kakmalarına izin verme!
Kuşkusuz bu dünyada her erkeğin ve kadının evlenmek için huyu huyuna, suyu suyuna tamamen denk birisi mutlaka vardır; fakat bir insanın sadece birkaç yüz kişiyle tanışma fırsatı bulduğu, bu birkaç yüz kişi içinden belki bir düzinesini yakından tanıdığı, bu bir düzinenin de ancak birkaçıyla dost olduğu göz önüne alınır ve de dünyada milyonlarca insanın yaşadığı hatırda tutulursa kolayca görülür ki dünya yaratıldığından beri doğru erkek doğru kadınla muhtemelen daha hiç karşılaşmamıştır.