Examples of using "Честно" in a sentence and their turkish translations:
Bu adil değil!
Aslında...
Dürüst olmak gerekirse
O adil değil, değil mi?
Ben dürüstçe kazandım.
Dürüst olmak gerekirse, ben bilmiyorum.
Doğruyu söylemek gerekirse, ben aynı fikirde değilim.
Dürüst olun ve eğer "deli meşgul" ifadesini
Seni dürüstçe uyardım.
O adil.
Açıkçası ben açım.
Lütfen dürüst davran.
Bu adil olur.
Doğrusu hiçbir fikrim yok.
Adil değildi.
Gerçekten bilmiyorum.
Gerçeği söylemek gerekirse, kalemini kaybettim.
Onun adil olduğunu düşünüyorum.
Dürüst olacağınıza güveniyorum.
Dürüst olmak gerekirse, bunu anlamıyorum.
Dürüst olmak gerekirse, biz seni yakalamak için geldik.
Açıkçası, onun konuşmaları her zaman sıkıcı.
Dürüst olmam gerekirse, birkaç yıl öncesinde
Cohh: Doğrusu, pek sayılmaz.
Açıkçası, ondan hoşlanmıyorum.
Doğruyu söylemek gerekirse, o benim kız kardeşim.
Bu adil değil.
Suçunu çok açık bir şekilde itiraf etti.
Dürüstçe hatırlayamıyorum.
Dürüstçe konuşulursa, o güvenilmez bir adamdır.
Dürüst olmak gerekirse, Tom, hatırlayamıyorum.
Gerçekten umurumda değil.
Tom benimle oldukça ilgilendi.
Çok adil görünmüyor.
Açıkça, gerçekler nedir?
Dürüst olmak gerekirse, bir çeşit zırva.
Bu yüzden sorunu daha doğru bir şekilde yeniden çerçevelendirirken
Dürüst olmak gerekirse benim amaçlarım da yok;
Açıkçası, ben sizi sevmiyorum.
Gerçekten bunun adil olduğunu düşünüyor musun?
Doğruyu söylemek gerekirse ben onu sevmiyorum.
- Açıkçası, canım, umurumda değil.
- Doğrusu, canım, vız gelir tırıs gider.
Açıkça konuşmak gerekirse, senin düşünce biçimin demode.
Bu gerçekten iyi bir zaman değil.
Doğrusu hepimiz biraz korktuk.
Doğrusu, endişelenecek bir şey yok.
Tom dürüstçe "hiçbir fikrim yok" dedi.
O dürüstçe "hiçbir fikrim yok" dedi.
Dürüst olmak gerekiyorsa, gerçekten bilmiyorum.
Adildi.
Açıkçası bundan hoşlanmıyorum.
Gerçeği söylemek gerekirse çeviri yapmaktan hoşlanmam.
Açıkçası, ben onu inanılması zor buluyorum.
Doğrusunu söylemek gerekirse, onlarla gitmek istemiyorum.
Doğru söyle bununla ilgili ne düşünüyorsun.
teşvik devreye sokmadığınız takdirde onlar için sadece 75 sent değerindedir.
Yani bizim rahatsız olduğumuzdan dolayı değil açıkçası
Doğruyu söylemek gerekirse, onu gerçekten sevmiyorum.
Açıkçası, ben fikri beğenmiyorum.
Açık konuşmak gerekirse, bu roman çok ilginç değil.
Bu adil değil. Bunu o başlattı.
Açıkça söylemek gerekirse, seninle aynı fikirde değilim.
Bu adil değil.
Açıkçası, o adamdan hoşlanmıyorum.
Dürüst olmak gerekirse, seni hiç sevmiyorum.
Gerçekten o benim amacım değildi.
Adil mi?
Doğruyu söylemek gerekirse, filmi zaten gördüm.
Dürüst olmak gerekirse, onun konuşmaları her zaman bir sıkıntı.
Dürüst olmak gerekirse,Tom'u çok sevmiyorum,
Açıkçası bunu çok fazla düşünmedim.
Şey, samimi olmak gerekirse, bundan hiç hoşlanmıyorum.
Dürüst olmak gerekirse bu aslında iyi ücretli bir iş değil.
Dürüst olmak gerekirse, bu tür eylemlerin nedenlerini anlamıyorum.
Aslında, hiç kimseyi görmedim.
Dürüst olmak gerekirse, onunla çalışmak istemiyorum.
Bu adil görünmüyor.
Doğru söyle bununla ilgili ne düşünüyorsun.
Başkaları için adil olur muydu?
Dürüstçe konuşmak gerekirse, o Grand Prix'de Vettel bir çaylak gibi sürüyordu.
Gerçeği söylemek gerekirse, Tom'a gerçekten hiç güvenmedim.
Dürüst olmak gerekirse, ben dünyada en doğru kişi değilim.
- Açıkçası, burada neler olduğunu bilmiyorum.
- Açıkçası, burada neler olduğu konusunda bir fikrim yok.
Dürüst olmak gerekirse Tom'un bunu yapabileceğini sanmıyorum.
Gerçeği söylemek gerekirse, ben o filmi zaten izledim.
Dürüst olmak gerekirse, ben bir işsizlik sigortası uzmanıyım,
O benim en sevdiğim kitabım. Gerçekten okunmaya değer.
Dürüst konuşmak gerekirse bunun bir eser hırsızlığı olduğuna inanmıyorum.
Bunun adil olduğunu sanmıyorum.
Kazansak da kaybetsek de, adil oynamak zorundayız.
Açıkçası, ben onu sevmiyorum.
Gerçeği söylemek gerekirse, kendimi yalnız hissettim.
Bunun olacağını bilmediğini bana dürüstçe söyleyebilir misin?
Açıkçası, ben senin düşünceni beğenmiyorum.