Translation of "Treino" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Treino" in a sentence and their turkish translations:

- Eu treino piano quando estou entediado.
- Eu treino piano quando estou entediada.

Sıkıldığım zaman piyanoyu pratik yaparım.

- Eu não treino tanto piano quanto deveria.
- Eu não treino tanto piano como deveria.

Yapmam gerektiği kadar sık piyanoyu pratik yapmıyorum.

Eu treino duas horas por dia.

Günde iki saat antrenman yapıyorum.

Eu treino quase todos os dias.

Neredeyse her gün antrenman yapıyorum.

Entre os 18 e os 30 anos, eles cumprem um mês por ano em treino militar.

18 yaşından 30 yaşına kadar her yılın bir ayını ordu eğitimine ayırmak zorundalar.

A abundância de presas tornam este local o campo de treino ideal para um jaguar jovem que está a aprender a sobreviver sozinho.

Bu kadar çok av olması burayı ideal bir eğitim alanı yapar. Kendi başının çaresine bakmayı öğrenen bir jaguar için mesela.