Examples of using "Dias" in a sentence and their turkish translations:
1 hafta 10 gün 20 günü bulabiliyor
Üç gün boyunca yağmur yağdı.
İki gün önce yağmur yağdı.
Kaç gün için?
- Beş gün yağdı.
- Beş gün yağmur yağdı.
Biz üç gün önce geldik.
Günlerdir yemek yemedim.
Bir haftanın yedi günü var.
O iki gün önceden vardı.
40 gün sonra ayrılır
13 günde tamamlıyor
günlerce haftalarca yürüyorlar
Bana beş gün verin.
On gün geçti.
Üç gün önceydi.
O günlerce sürebilir.
Ben sadece birkaç gün kalıyor olacağım.
Günler uzuyor.
O günleri hatırlıyorum.
- Yağmurlu günlerden nefret ederim.
- Yağmurlu günlerden nefret ediyorum.
Üç gün boyunca kar yağdı.
Bu günlerde, sık sık yağmur yağar.
Dört gün sonra ayrıldık.
Sadece üç günümüz var.
- Otuz gününüz var.
- Otuz günün var.
Bu günlerde mutluyum.
Birkaç gün daha bekleyin.
Ben her gün yürüyüşe çıkarım.
Her gün egzersiz yapınız.
Bir haftada yedi gün vardır.
Her gün yemek yapmam.
- Bu üç gün yeter.
- Bu üç günlüğüne yeter.
- Toplantı, on gün uzaklıktadır.
- Toplantı on gün sonra.
- Toplantıya on gün var.
Üç günlüğüne Boston'da olacağım.
İtalya'nın ilk altı gün yedi gün vakası girilmedi
Her gün duş alıyor musunuz?
Kelebekler üç gün yaşarlar.
Üç gündür yemek yemedim.
O, her gün benimle konuştu.
Tom sekiz gün önce geldi.
Her gün yüzmeye giderim.
mutlaka ama her gün bunu duyardık yahu
çok güzeldi o günler
vurguluyorum en az 2 gün
Birkaç gün sonra, o geldi.
Yağmur beş gün sürdü.
Yağmur üç gün sürdü.
O zamanlar televizyonumuz yoktu.
Peş peşe beş gün yağmur yağdı.
İki gündür yağmur yağmaktadır.
- Her gün İngilizce çalışırım.
- Her gün İngilizce öğreniyorum.
Ben her gün yürürüm.
İki gün içinde geri gel.
- Her gün koşmaya giderim.
- Her gün koşu yaparım.
Şubatın sadece 28 günü vardır.
Tom'u her gün görürüm.
Yedi gün için kırk dolar.
- Yağmurlu günler beni mutsuz eder.
- Yağmurlu günler beni mutsuz ediyor.
Tom üç gün önce vefat etti.
- Birkaç gün izne çık.
- Birkaç günlüğüne izne çık.
Tom her gün yürüyüşe çıkardı.
O, iki gün sonra geri geldi.
Kaç gün kalmayı planlıyorsunuz?
Kedi yirmi günlüktür.
Her gün İngilizce çalış.
Üç gündür yağmur yağmaya devam ediyor.
Her gün çalışmaya karar verdim.
Üç gündür buradayım.
- Üç gündür yemek yemiyorum.
- Üç gündür yemek yemedim.
Onlar daha iyi günler gördü.
Her gün duş alırım.
Biz her gün İngilizce öğreniyoruz.
Birkaç gün bizimle kal.
Grev üç gün sürdü.
O her gün olur.
Her gün yüzlercesi ölür.
Tom üç gün sonra öldü.
Ben üç gün önce geldim.
Yalnızca üç günün var.
Her gün pratik yaptım.
Bir haftada kaç gün vardır?
Bizim sadece üç günümüz kaldı.
Her gün ağlarım.
İki gün geç döndüm.
Günler yavaş yavaş kısalıyor.
Müzakereler birkaç gün sürdü.
Her gün koşmaya gider misin?
Bir hafta yedi gündür.
Üç gün art arda yağmur yağdı.
O üç gün önce meydana geldi.
- Tom her gün içer.
- Tom her gün parlatır.
- Tom her gün içki içer.
- Tom her gün kafayı çeker.
Tom birkaç gün kalmaya karar verdi.
Ben her gün resim yaparım.
Soğuk günlerden hoşlanmıyorum.