Examples of using "Trabalhava" in a sentence and their turkish translations:
Çalışıyordum.
O, çalışırken şarkı söyledi.
Tom burada çalışırdı.
Tom işte tek başına çalıştı.
Eskiden bir süpermarkette çalışırdım.
Tom bir fırında çalışırdı.
Tom benim için çalışırdı.
Tom Boston'da çalışırdı.
Tom bir hastanede çalıştı.
Boston'da çalışırdım.
Ben bir çiftlikte çalıştım.
Senin işin neydi?
Tom Avustralya'da çalışırdı.
Tom bir garson olarak çalışırdı.
Ben Avustralya'da çalışırdım.
Fadil orada ara sıra çalışıyordu.
Ülkemde hiç kimse çalışmadı.
Tom Mary'nin nerede çalıştığını biliyordu.
Ben bir bankada çalışırdım.
Tom, Mary'yle birlikte bir süpermarkette çalıştı.
Çalışırken radyo dinledim.
Çalışıyor gibi davrandım.
Bu onun çalıştığı restoran.
Tom orada çalıştı.
O çalışırken bir kaza yaptı.
O çalışırken bir kaza yaptı.
O çalışırken bir kaza yaptı.
Tom, Mary'ye nerede çalıştığını sordu.
Tom Mary'nin nerede çalıştığını bilmek istiyordu.
Burada çalıştığını bilmiyordum.
- O, daha önce çalıştığım mağazadır.
- O, çalıştığım dükkan.
Gençken bir fabrikada çalıştı.
Burada çalıştığına dair hiçbir fikrim yoktu.
Almanya'da çalıştın mı?
Tom Boston'da çalıştı.
Boston'da küçük bir şirket için çalışırdım.
Tom'un çalıştığı mağaza 2013'te kapandı.
Tom orada çalıştı mı?
Boston'da çalıştım.
O Belçika'da çalıştı.
O Belçika'da çalıştı.
Onlar onun amcasının onlar için çalıştığını söylüyorlar.
Avustralya'da çalıştım.
Tom depoda çalışıyordu.
Uzun zamandır çok çalışıyordum. Artık yıpranmıştım.
Bankada görevlendirildiğinde ,kolejde ekonomi öğretti.
Tom Mary'nin nerede çalıştığını bilmediğini söyledi.
Bu onun çalıştığı yer.
Bu fabrikada çalıştım.
Tom Avustralya'da çalıştı.
Bize Ferdinand Magellan'ın Portekizli olduğu ama İspanya'nın hizmetinde çalıştığı öğretildi.