Examples of using "Num" in a sentence and their turkish translations:
Bir apartman dairesinde yaşıyorum.
Her şeyi bir taksiye koy.
John bir hastanede doğdu ve bir hastanede öldü.
Ben bunu bir hayır kurumu mağazasından aldım.
Bir saniye içinde geri döneceğim.
Bir dakika içinde gideceğim.
Bir apartman dairesinde oturuyorsun.
Ev bir depremde çöktü.
Hiç asansörde sıkıştın mı?
çok hızlı hareketlerle
Tom gecekonduda yaşıyor.
Biz ucuz bir otelde kaldık.
Ucuz bir otelde kaldım.
O çoğunlukla doğru.
Tom bir uçakta doğdu.
O bir bankada çalışıyor.
Bir bankada çalışıyorum.
Çiviye bastım.
Onu bir peçete üzerine yazdım.
Tom bir hastanede çalıştı.
Biz çıkmıyoruz.
Tom bir süpermarkette çalışır.
- O, apartmanda yaşıyor.
- O apartmanda yaşıyor.
- O bir apartman dairesinde yaşar.
Başka bir yere bak.
Karmaşık bir dünyada yaşıyoruz.
Bir uçakta asla uçmadım.
Tom bir yetimhanede büyüdü.
Tom bir apartman dairesinde yaşıyor.
Şimdi bir süpermarkette çalışıyorum.
Bir barda zaman geçirmektense bir müzede zaman geçirmeyi tercih ederim.
Hiç uçakta başın döndü mü?
Hiç trende miden bulandı mı?
Biz akşam yemeğini bir restoranda yedik.
Bambaşka bir dünyaya adım atıyorsun.
Onu serin bir yerde tut.
Oyun berabere sonuçlandı.
O, bir bankta oturuyordu.
O, bir apartman dairesinde tek başına yaşıyor.
Suyu bir fırında kaynatıyorsun.
Hiç eski bir binada yaşadın mı?
Ucuz bir otelde kaldı.
O ucuz bir otelde kaldı.
Avcı bir ayıya ateş etti.
Biz çok güvenli bir ülkede yaşıyoruz.
Tom trajik bir kazada öldü.
Kayısılar kayısı ağaçlarından gelir.
Tom bir hastanede çalışmak istiyor.
Onu gazetede gördüm.
Bir genelevde çalışmayı planlıyorum.
Erkek kardeşim bir bankada çalışmaktadır.
Tom bir dakika içinde burada olacak.
- Sakin bir muhitte yaşıyorum.
- Sessiz bir semtte yaşıyorum.
Ben dev bir kova içinde yaşıyorum.
"Nerede öğle yemeği yedin?" "Bir restoranda."
Tom komünist bir ülkede büyüdü.
Bunu bir filmde gördüm.
Göz açıp kapayıncaya kadar oldu.
O, bir apartmanda yalnız yaşar.
Hiç helikoptere bindin mi?
- Ben onunla bir barda buluştum.
- Onunla bir barda tanıştım.
- Tom zamansız geldi.
- Tom uygunsuz bir zamanda geldi.
O çok kötü bir durumdaydı.
Biz çok karmaşık bir dünyada yaşıyoruz.
Oracıkta ceketimi yırttım.
Rüyada bir kurtla karşılaştım.
Bir muhasebe bürosunda çalışıyorum.
Tom sessiz bir mahallede yaşıyor.
Bir restoranda akşam yemeği yemek istiyorum.
Sen güvenli bir yerdesin.
Küçük bir tekne ile nehri geçti.
Sen hiç yabancı bir ülkede alışveriş yaptın mı?
Birbirimizle bir klasik müzik konserinde tanıştık.
Bu, tek yerde kalarak yapılır.
Altındaki uzun halatın ucunda bir şey var.
Ender görülen büyüleyici bir an bu.
Tehlikeli alana adım atıyorsun.
Biz parkta bir banka oturduk.
Çatı keskin bir açıyla eğimlidir.
Bir cenaze töreni için siyah giymek gelenekseldir.
Oğlu bir bankada çalışmıyor.
Ben alışılmadık bir yere aşık oldum.
O, ellerini bir mendile sildi.
Tom, Mary'yle birlikte bir süpermarkette çalıştı.
Hayal dünyasında yaşıyorlar.
Tatilleri sakin bir yerde geçirmek istiyoruz.
Tom ve Mary bir mikro dairede yaşıyorlar.
Onlar lüks bir otelde kaldılar.
O, bir araba kazasında yaralandı.
Bir restoranda benim doğum günü partim vardı.
Bu yıl bir günlük tutmaya karar verdim.
Erkek kardeşim küçük bir köyde yaşıyor.
Daha iyi bir mahallede yaşamak istiyorum.