Translation of "Houve" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Houve" in a sentence and their turkish translations:

Houve danos?

Herhangi bir hasar var mıydı?

Houve quem dissesse

diyenler vardı ya

Houve duas abstenções.

İki çekimser vardı.

Houve alguma mudança?

- Herhangi bir değişiklik var mı?
- Herhangi bir değişiklik oldu mu?

Houve um acidente.

Bir kaza oldu.

Não houve danos.

Hasar yoktu.

Houve um terremoto?

Bir deprem var mıydı?

Não houve violência.

Hiç şiddet yoktu.

Houve muitos desafios.

Birçok zorluklar vardı.

Não houve atraso.

Hiç gecikme yoktu.

Não houve investigação.

Hiçbir araştırma yoktu.

Houve bastante tráfego.

Çok trafik vardı.

Houve um silêncio.

Bir sessizlik vardı.

Houve alguma testemunha?

Hiç tanık var mıydı?

Houve algum sobrevivente?

Hiç hayatta kalan var mıydı?

Houve outros sobreviventes?

Herhangi başka kurtulan var mıydı?

Quantas vítimas houve?

Orada kaç tane kurban vardı?

Houve quem tivesse sorte.

Bazılarının şansı yaver gitmiş.

Houve um silêncio total.

Toplam sessizlik vardı.

Houve aquele barulho novamente.

Yine o ses var.

- Houve motim.
- Teve motim.

İsyan vardı.

- Houve motins.
- Tiveram motins.

Ayaklanmalar vardı.

Houve combate nas ruas.

Sokaklarda savaş vardı.

- Tom disse que houve muitos problemas.
- Tom disse que houve alguns problemas.

Tom birkaç sorun olduğunu söyledi.

houve um triste ataque terrorista

o üzücü terör saldırısı yaşandı

Mas houve uma circunstância curiosa.

Fakat tuhaf bir durum vardı.

Houve dois assassinatos este mês.

Bu ay iki cinayet vardı.

Houve uma mudança de planos.

Planlarda bir değişiklik oldu.

O que houve na praia?

Plajda ne oldu?

Houve muita neve ano passado.

Geçen yıl çok kar yağdı.

Alguma vez houve alguma dúvida?

Hiç şüphe var mıydı?

Houve um engavetamento na rodovia.

Otoyolda bir zincirleme trafik kazası vardı.

Obviamente houve um mau entendido.

Belli ki biraz yanlış anlaşılma var.

Houve muitos casos de gripe.

Birçok grip vakası vardı.

Houve silêncio por um momento.

Bir an bir sessizlik vardı.

Houve um acidente no cruzamento.

Kavşakta bir kaza vardı.

Ontem houve dois casamentos aqui.

Dün burada iki düğün vardı.

"O que houve aqui?" "Nada."

"Burada ne oldu?" "Hiçbir şey."

- O que aconteceu aqui?
- O que é que houve aqui?
- Que houve aqui?

Burada ne oldu?

houve quem afirmasse que era plano

düz olduğunu tarih'te iddaa edenler vardı

Mas não houve radiação. Aqui também

fakat ortada radyasyon yoktu. Buradan da

houve um momento decisivo em que...

korkusunun muazzam bir şekilde azaldığı

Houve uma tempestade violenta no oceano.

Denizde şiddetli bir fırtına vardı.

Houve apenas um sobrevivente no acidente.

Sadece bir kişi kazadan sağ kurtuldu.

Parece que houve um mal-entendido.

Bir yanlış anlaşılma olduğu görülüyor.

E houve alguns exemplos impressionantes disso.

Ve bunun sadece bazı çarpıcı örnekleri var.

Houve muitas mortes devido ao acidente.

- Kaza birçok ölüme neden oldu.
- Kaza çok sayıda ölümlere neden oldu.

- Houve uma explosão.
- Teve uma explosão.

Bir patlama vardı.

Houve muita neve, no ano passado.

Geçen yıl çok kar vardı.

- O que aconteceu?
- O que houve?

Ne oldu?

No Haiti, houve um considerável terremoto.

- Haiti'de büyük bir deprem vardı.
- Haiti'de büyük bir deprem oldu.

Nunca houve tanta neve assim antes.

Daha önce bu kadar çok kar yoktu.

Houve um problema com o termostato.

Termostatta sorun çıkmıştı.

Você pode explicar o que houve?

Ne olduğunu açıklayabilir misin?

Houve um acidente de carro ontem.

Dün bir araba kazası vardı.

Houve um acidente horrível na rodovia.

Otobanda korkunç bir kaza vardı.

Provavelmente houve um acidente de trânsito.

Muhtemelen bir trafik kazası meydana geldi.

Houve uma mudança repentina no clima.

Hava birden değişti.

Não houve resposta à minha pergunta.

Soruma hiçbir cevap yoktu.

O que houve contigo, minha cara?

Ne oldu sana canım?

Após o terremoto, houve um incêndio.

Depremin ardından yangın çıktı.

Houve um barulho tão grande dessa explosão

bu patlamadan öyle büyük bir ses çıktı ki

Não houve muita mudança em nossa cultura

Bizim kültürümüzde çok da fazla değişiklik olmadı

Houve outro caso de cólera no bairro.

Mahallede bir başka kolera vakası var.

Houve trovões e raios na noite passada.

Dün gece gök gürültüsü ve şimşek vardı.

Houve um acidente ao lado da estrada.

Yolun kenarında bir kaza vardı.

Sim, houve uma espécie de resposta deles.

Evet, onlardan bir tür yanıt vardı.

Descobriram o que houve com aquele avião?

Onlar o uçağa ne olduğunu buldular mı?

Minha bagagem não chegou. O que houve?

Bavulum gelmedi. Ne oldu?

Houve um aumento no número de assassinatos.

Cinayetlerin sayısında bir artış olmuştur.

Houve muitos casos de cólera este ano.

Bu yıl çok sayıda kolera vakası yaşandı.

Houve uma grande recepção após o casamento.

Düğünden sonra büyük bir resepsiyon vardı.

- Não houve resposta.
- Não se teve resposta.

Cevap yoktu.

O que houve foi um mal-entendido.

Olan bir yanlış anlamaydı.

Sua voz está estranha. O que houve?

Sesin garip. Sorun nedir?

- O céu inteiro se clareou e houve uma explosão.
- O céu inteiro se iluminou e houve uma explosão.

- Bütün gökyüzü aydınlandı ve bir patlama meydana geldi.
- Bütün gökyüzü aydınlandı ve bir patlama oldu.

houve resgates em selvas, desertos e montanhas.

İnsanlar ormanlardan, çöllerden ve dağlardan kurtarıldılar.

houve irregularidade, o guarda estava aplicando a lei

düzensizlik vardı ortada bekçi ise kanunları uyguluyordu

Houve uma crítica completamente diferente no filme henpecked.

kılıbık filminde ise bambaşka bir eleştiri vardı yine

Houve uma queda de temperatura depois da chuva.

Yağmur yağdıktan sonra sıcaklıkta bir düşüş oldu.

- O que aconteceu, Sally?
- O que houve, Sally?

Ne oldu, Sally?

Eu queria saber o que houve com Tom.

Keşke Tom'a ne olduğunu bilsem.

Acho que sei o que houve com Tom.

Ben Tom'a ne olduğunu bildiğimi sanıyorum.

Na noite passada, houve um incêndio no bairro.

Dün gece mahallede bir yangın vardı.

Houve uma boa colheita de maçã este ano.

Bu yıl iyi bir elma hasatı oldu.

Houve várias tempestades de neve no inverno passado.

Geçen kış çok sayıda kar fırtınası vardı.

Houve um grande concerto de rock em 1970.

1970'te büyük bir rock konseri vardı.

Mas nunca houve um bom jeito de medir isso.

ancak ne ölçüde olduğu hala saptanamamıştır.

Além disso, houve também uma cena de escada rolante

üstelik, orada bir de yürüyen merdiven sahnesi vardı

Houve um dia incrível. Um grande cardume de salema.

İnanılmaz bir günü hatırlıyorum. Büyük bir çitari sürüsü vardı.

Houve um aumento acentuado de preços no ano passado.

Geçen yıl fiyatlarda keskin bir artış vardı.

Segundo o jornal, houve um terremoto ontem à noite.

Gazeteye göre, dün gece bir deprem olmuş.

- Qual é o problema, Tom?
- Tom, o que houve?

Tom, sorun ne?

Houve vários avanços tecnológicos no começo do século XXI.

Yirmi birinci yüzyılın başında birçok teknolojik gelişmeler vardı.

Houve um incêndio em nosso bairro na semana passada.

Geçen hafta mahallede bir yangın vardı.

Houve uma desaceleração em nosso avanço para o oeste aqui

Burada bizim batı yönünde ilerlememizde yavaşlama oldu

Houve um acidente de trânsito em frente à casa ontem.

Dün evin önünde bir trafik kazası vardı.

A notícia diz que houve um forte terremoto na Grécia.

Haber Yunanistan'da büyük bir deprem olduğunu söylüyor.