Translation of "Saudável" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Saudável" in a sentence and their turkish translations:

- Tom é bem saudável.
- Tom estava bem saudável.

Tom oldukça sağlıklı.

Um coração saudável leva a uma vida saudável.

Sağlıklı bir kalp, sağlıklı bir hayata götürür.

Você parece saudável.

Sağlıklı görünüyorsun.

Ele parece saudável.

O sağlıklı görünüyor.

Tom é saudável?

Tom'un sağlığı yerinde mi?

- Tom se diz saudável.
- Tom diz que é saudável.

Tom sağlıklı olduğunu söylüyor.

- O Tom estava perfeitamente saudável.
- O Tom era perfeitamente saudável.

Tom sapasağlamdı.

Ela é muito saudável.

O çok sağlıklı.

Meu irmão é saudável.

Erkek kardeşim sağlıklı.

Ele parece estar saudável.

O, sağlığı yerinde görünüyor.

Isto não é saudável.

Bu sağlıklı değil.

Você está completamente saudável.

Sen tamamen sağlıklısın.

Tom parece ser saudável.

Tom sağlıklı görünüyor.

Supostamente, Tom é saudável.

Tom sözüm ona sağlıklı.

Nosso bebê nasceu saudável.

Bebeğimiz sağlıklı doğdu.

É saudável ser louco.

Deli olmak sağlıklıdır.

- Ela tem um tipo de vida saudável.
- Ela tem uma vida saudável.

O sağlıklı bir yaşam tarzına sahiptir.

- Eu ando muito, pois é saudável.
- Eu caminho muito porque é saudável.

Çok yürürüm, çünkü sağlıklı.

Eu era uma criança saudável.

Ben sağlıklı bir çocuktum.

Todo mundo quer ser saudável.

Herkes sağlıklı olmak istiyor.

Ela teve um bebê saudável.

Onun sağlıklı bir bebeği vardı.

- Narguilé é mais saudável que cigarro?
- Narguilé é mais saudável do que cigarro?

Nargile sigaradan daha sağlıklı mıdır?

- Caminhar é uma forma saudável de exercício.
- Andar é uma forma saudável de exercício.

Yürüyüş egzersizin sağlıklı bir şeklidir.

Ele parece estar forte e saudável.

O, güçlü ve sağlıklı gözüküyor.

Eu sabia que não era saudável.

Bunun sağlıksız olduğunu biliyordum.

A comida é fresca e saudável.

Gıda, taze ve sağlıklıdır.

Exercito-me porque quero continuar saudável.

Sağlıklı kalmak istediğim için egzersiz yapıyorum.

A competição saudável é sempre boa.

Sağlıklı rekabet her zaman iyidir.

Eu não estava saudável naquela época.

Ben o zaman sağlıklı değildim.

- Ele parece em forma.
- Ele parece saudável.

O sağlıklı görünüyor.

- Não sou saudável.
- Não estou com saúde.

Sağlıklı değilim.

O ar do mar é limpo e saudável.

Deniz havası saf ve sağlıklıdır.

É por isso que você sempre foi saudável.

Her zaman sağlıklı olmanızın nedeni odur.

- Estou com a saúde em dia.
- Estou saudável.

Ben sağlıklıyım.

Por que é importante ter uma alimentação saudável?

- Neden sağlıklı yiyecek yemek önemlidir?
- Sağlıklı beslenmek neden önemlidir?

Este menino tem um corpo forte e saudável.

Bu oğlanın güçlü ve sağlıklı bir vücudu var.

É muito melhor ser saudável do que rico.

Sağlıklı olmak, varlıklı olmaktan çok daha iyidir.

Se quiser se manter saudável, deve fazer mais exercícios.

- Sağlıklı kalmak istiyorsan, daha fazla egzersiz yapman gerekir.
- Sağlıklı kalmak istiyorsan, daha çok egzersiz yapmalısın.

Se o Tom comesse menos, ele seria mais saudável.

Tom ne kadar az yerse o kadar sağlıklı olur.

Espero que o que você está comendo seja saudável.

Yediğin şeyin sağlıklı olduğunu umut ediyorum.

Você deve parar de fumar, já que não é saudável.

Sigara içmeyi bırakmalısın, sağlıksız olduğu için.

- Ela está realmente saudável.
- Ela realmente está bem de saúde.

Onun sağlığı gerçekten iyi.

Se Tom comesse mais legumes, ele provavelmente seria mais saudável.

Eğer Tom daha fazla sebze yerse, muhtemelen daha sağlıklı olur.

Sua esposa deu à luz um bebê, que nasceu saudável.

Onun karısı bir bebek doğurdu, o sağlıklı doğdu.

- É saudável comer ovos crus?
- É seguro comer ovos crus?

Çiğ yumurta yemek güvenli midir?

Estar acima do peso ou ser obeso não é saudável.

Aşırı kilolu veya obez olmak sağlıksızdır.

Ele está ficando velho, mas está mais saudável do que nunca.

O yaşlanıyor ama her zamanki kadar sağlıklı.

Minha mãe tentou me incentivar a fazer uma dieta mais saudável.

Annem beni daha sağlıklı bir diyet yemeye teşvik etti.

O avô dele ainda é muito saudável para a idade que tem.

Büyükbabası ilerlemiş yaşına rağmen oldukça sağlıklı.

A vida no campo é mais saudável que a vida na cidade.

- Köy hayatı şehir hayatından daha sağlıklıdır.
- Kırsal yaşam kent yaşamından daha sağlıklıdır.

Estava tão fraco que não criava as cores vibrantes de um polvo saudável

O kadar zayıf ki sağlıklı ahtapotlar gibi canlı renkler çıkaramıyor.

Eu tomo uma garrafa de Coca no café da manhã. Isso é saudável?

Kahvaltı için bir şişe Coke içiyorum. O sağlıklı mı?

E esse é um egoísmo saudável que todos os seres vivos na natureza partilham.

Bu, doğanın tüm canlıları donattığı sağlıklı bir bencillik.

Ele disse que sou saudável e pratico esportes há anos e desafiou o vírus

Ben yıllardır sağlıklıyım ve spor yapıyorum dedi ve virüse meydan okudu

Boa alimentação e muitas horas de sono são absolutamente necessárias para se manter saudável.

İyi yiyecek ve yeterli uyku, iyi bir sağlık için kesinlikle gereklidir.

Eu acho que não é saudável comer mais do que vinte laranjas por dia.

Günde 20 portakaldan daha fazla yemenin sağlıksız olduğunu düşünüyorum.

A pipoca é muito barata quando comparada a outros petiscos. Também é geralmente mais saudável.

Diğer birçok aperitifle karşılaştırıldığında patlamış mısır çok ucuzdur. Ayrıca genellikle daha sağlıklıdır.

O tempo entre as batidas do coração de um humano saudável é de aproximadamente 0,8 segundo.

Sağlıklı bir insanın kalp atışlarındaki süre aralığı yaklaşık olarak 0,8 saniyedir.

- Aconteceu um milagre! Tom está completamente saudável e não há mais nenhum rastro da doença.
- Aconteceu um milagre! Tom está completamente curado, não havendo mais qualquer vestígio da doença!

Bir mucize oldu! Tom tamamen sağlıklı ve hastalıktan artık hiçbir iz yok!