Examples of using "Produzir" in a sentence and their turkish translations:
Üretim yapamaz hale gelecekler
Süper iletken mıknatıslar, yoğun manyetik alanlar üretebilir.
Güneş ışığı olmayınca yosunlar oksijen üretmeyi bırakıyor.
Artık yemek üretmek için güneşten faydalanamıyorlar.
Buna benzer daha bir sürü komplo teorisi üretebiliriz
Eski çağlardan beri insanlar şurup yapmak için avokadonun taşını kullanılmışlar.
peki neredeyse bütün canlılar virüs taşıyabiliyor, üretebiliyor iken
üstelik motor kullanmadan elektriği doğal yolla üretebiliyorlardı
Anlaşılması yeterince basit bir evren onu anlayabilecek bir aklı üretemeyecek kadar çok basittir.
Küçük kedi yavruları süt üretmeye teşvik etmek için annelerinin karnını ovarlar, bu yüzden yetişkin kediler seni ovduklarında bu seninle mutlu ve rahat oldukları anlamına gelir- tıpkı sen onların anneleriymişsin gibi.
Tatoeba ilkeleri altında, üyelerin sadece kendi anadillerinde cümleler eklemeleri ve/veya anlayabilecekleri bir dilden anadillerine tercüme yapmaları önerilir. Bunun sebebi de kişinin, anadilinde doğal olan cümle kurmasının çok daha kolay olmasıdır. Anadilimiz dışında bir dilde yazdığımızda ise kulağa tuhaf gelen cümleler oluşturmamız çok kolaydır. Lütfen cümleyi sadece ne anlama geldiğini bildiğinizden eminken tercüme ettiğinizden emin olunuz.