Examples of using "Orgulho" in a sentence and their turkish translations:
Ben onunla gurur duyuyorum.
Kanadalı olmaktan gurur duyuyorum.
Bundan gurur duymuyorum.
Bu ülke ile gurur duyuyorum.
Babamla gurur duyuyorum.
Benimle gurur duymalısın.
O, oğlu ile gurur duyar.
O, çocuklarıyla gurur duyar.
Gururum incinmiş değil.
Benim gururum var.
Bu gurur duyduğum bir şey.
Kızımla gurur duyuyorum.
Gurur bir düşmeden önce gelir.
Ben garip olmaktan gurur duyuyorum.
Sizinle çalışmaktan gurur duyuyorum.
Kızıyla gurur duyabilir.
Yaptığımla övünürüm.
Tom işi ile gurur duymaktadır?
Annemi her zaman gururlandırdım.
Onun gururu sorular sormasına izin vermez.
Ben gurur duymadığım bazı şeyler yaptım.
Tom oğlu ile çok gurur duyuyor.
Baba arabasıyla gurur duyuyor.
Birçok anne-baba çocuklarıyla gurur duyuyor.
New York'un gururu, müzeleridir.
Alçak gönüllülük çoğunlukla kibirden daha çok yükseltir.
Bundan gurur duymuyorum.
Ama bunun altında, buraya gelebilmek için
Tom seninle gurur duyardı.
O, kızıyla gurur duyar.
Tom çocuklarıyla gurur duymaktadır.
Hey, hiç param olmayabilir ama benim hâlâ bir gururum var.
Tom, ailesiyle gurur duyuyor.
Annen seninle gurur duyardı.
Öğretmen olmaktan gurur duyuyorum.
Yaptıklarımdan gurur duymuyorum.
Ben annem ve babamla gurur duyuyorum.
Her ne kadar sıkça eş anlamlı olarak kullanılsalar da; kibir ve gurur farklı şeylerdir.
Ben gerçekten onunla gurur duyuyorum.
Oğlumla çok gurur duyuyordum.
- Eminim ebeveynin seninle çok gurur duyuyordur.
- Eminim annen-baban seninle çok gurur duyuyordur.
Seninle gurur duyuyorum.