Examples of using "Vivo" in a sentence and their turkish translations:
Hâlâ hayattayım.
Bir apartman dairesinde yaşıyorum.
Ben canlı hissediyorum.
Hâlâ hayattayım.
- Tom yaşıyor.
- Tom hayatta.
- Tom hayattadır.
- Tom sağ.
Tokyo'da yaşıyorum.
Tom hayattaydı.
Onlar canlı mı?
- Tom hâlâ hayatta mı?
- Tom hâlâ yaşıyor mu?
Ben New York'ta yaşıyorum.
Ama o hâlâ hayatta mı?
Moskova'da yaşıyorum.
Babası yaşıyor mu?
Yazdığım sürece yaşıyorum.
Hatta hâlâ yaşıyor, bakın.
Şehirde yaşıyorum.
O hâlâ hayatta mıdır?
- O canlı gömüldü.
- Canlı canlı gömüldü.
Tom hâlâ hayatta.
Tom hayatta mı?
Babası yaşıyor mu?
Tom hayatta olabilir.
- Ben Japonya'da yaşıyorum.
- Japonya'da yaşıyorum.
Ben Tokyo'da yaşıyorum.
Onların hiçbiri hayatta değil.
Burada yalnız yaşıyorum.
Tom hayatta değil.
Tom canlı gömüldü.
Hâlâ hayatta mısın?
Kim hâlâ hayattaydı.
O hâlâ hayatta.
Hayattayım.
Charles hala hayatta!
Elvis Presley yaşıyor!
Neden hâlâ hayattayım.
Görünüşe göre Tom hala hayatta.
Ölü ya da diri, seni hep seveceğim.
Balık hâlâ canlı mı?
Bakım hayatta olmak anlamına gelir.
Köpeklerden biri canlıdır.
Kaplanı canlı yakalamayı başardılar.
Onlar bir aslanı canlı yakaladı.
Ben hayatta olduğum için iyiyim.
O muhtemelen hâlâ hayatta.
Onlar bir ayıyı canlı yakaladılar.
Bu balık hâlâ canlı mı?
Hiç kimse buradan canlı çıkmıyor.
Uzun zamandır burada yaşıyorum.
Tom hayatta, değil mi?
Tom muhtemelen hâlâ hayatta.
Köpek hala hayatta.
Ben de Boston'da yaşıyorum.
Hala hayatta mısın, Sysko?
Hayatta olduğum için şanslıyım.
Ben küçük bir dairede yaşıyorum.
Ben maçı canlı izledim.
Asla canlı bir ahtapot yemedim.
Neden yaşıyorsun?
Fransa’da, Paris’te yaşıyorum.
Tom'un hayatta olduğunu biliyorum.
- Keşke Tom hâlâ hayatta olsa.
- Keşke Tom hâlâ yaşıyor olsa.
Onun yaşadığından eminim.
Ben Avustralya'da yaşıyorum.
İnsanlar onun hâlâ hayatta olduğunu söylüyorlar.
Ben hayatta olmayı seviyorum.
On iki yıldır Kamakura'da yaşıyorum.
Biz aslanı canlı yakalamak zorundayız.
Konser canlı olarak yayınlandı.
Burada yaşıyorum.
Şehrin kalbinde yaşıyorum.
Elvis'in hâlâ hayatta olduğuna inanıyorum.
- Onun yaşlı kedisi hâlâ hayatta.
- Onun eski kedisi hâlâ hayatta.
O yaşıyor.
Canlı bir kaplanı nereden satın alabilirim.
Fare canlı mı yoksa ölü mü?
Tom'un hayatta olup olmadığını biliyor musun?
Onu sadece dualar hayatta tutar.
Görünüşe göre, o hâlâ hayatta.
Sanırım Tom yaşıyor.
Sanırım Tom hâlâ canlı.
Ben kimim? Ben bir şairim. Ne yapıyorum? Yazıyorum. Nasıl yaşıyorum? Güçbela yaşıyorum.
Fadıl'ın hala hayatta olması bir mucizeydi.
- Sence Tom hala yaşıyor mu?
- Tom'un hâlâ hayatta olduğunu düşünüyor musun?
Herkes onun hala hayatta olduğunu bilir.
Tom'un hala hayatta olması bir mucizedir.
Yaşayan hiçbir şey havasız yaşayamazdı.
Onun ölü mü yoksa hayatta mı olduğunu bilmiyorum.
Geçen yıldan beri Kobe'de yaşamaktayım.
Yaşayan en uzun adam Carl'dır.
Hala yaşadığıma inanamıyorum.
Tom hâlâ hayatta olduğu için şanslı.
Ya Tom hala hayattaysa?
Ev arkadaşımla birlikte yaşıyorum.
Müzede hiç canlı hayvan yok.