Translation of "Montanha" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Montanha" in a sentence and their turkish translations:

- Olha essa montanha.
- Olhe essa montanha.
- Olhem essa montanha.

O dağa bakın.

montanha de ferro derretendo através dessa montanha

demir dağı eriterek o dağın içerisinden

- Ele estava na montanha.
- Ela estava na montanha.
- Eu estava na montanha.

Dağdaydım.

A montanha é verde.

Dağ yeşildir.

Tentei escalar a montanha.

Dağa tırmanmaya çalıştım.

Quero escalar esta montanha.

Bu dağa tırmanmak istiyorum.

Quero escalar a montanha.

Dağa tırmanmak istiyorum.

Há neve na montanha.

Dağda kar var.

Não voltou da montanha.

O, dağdan geri dönmedi.

- Aquele atalho vai até a montanha.
- Aquele atalho leva à montanha.

O yol dağa gidiyor.

Escalar esta montanha é perigoso.

Bu dağa tırmanmak tehlikelidir.

Ficamos no topo da montanha.

Dağın zirvesinde durduk.

Há muitos macacos na montanha.

Dağın üzerinde bir sürü maymun var.

Eles se perderam na montanha.

Dağda yollarını kaybettiler.

Não posso escalar esta montanha.

Bu dağa tırmanamam.

Tom está descendo a montanha.

Tom dağdan iniyor.

Ninguém nunca escalou aquela montanha.

Şu ana kadar hiç kimse o dağa tırmanmadı.

Esta é uma montanha famosa.

O tanınmış bir dağdır.

Prefiro a montanha ao mar.

Dağı denize tercih ederim.

Gostaríamos de subir aquela montanha.

- Biz şu dağa tırmanmak istiyoruz.
- Şu dağa tırmanmak istiyoruz.

Vimos nuvens sobre a montanha.

Dağın üstünde bulutlar gördük.

- É verdade que vocês escalaram esta montanha?
- É verdade que você escalou esta montanha?

Bu dağa tırmandığın doğru mu?

Então você vai a uma montanha

yani siz bir dağın başına gidiyorsunuz

A montanha está coberta de neve.

- Dağ kar ile kaplı.
- Dağ, kar ile kaplı.

Ela escalará aquela montanha um dia.

O, bir gün, o dağa tırmanacak.

Eu esperava férias tranquilas na montanha.

Ben, dağlarda sessiz bir tatil umuyordum.

Consigo ver o topo da montanha.

Dağın tepesini görebiliyorum.

Tom estava descendo uma montanha esquiando.

Tom bir dağdan aşağı kayıyordu.

Esta montanha não é tão alta.

Bu dağ yüksek değildir.

Esta montanha é difícil de escalar.

Bu dağa tırmanmak zordur.

Qual é a altura dessa montanha?

Bu dağın yüksekliği nedir?

Escalar esta montanha é muito difícil.

Bu dağa tırmanmak çok zordur.

Olhe essa montanha coberta pela neve.

- Karlarla örtülü şu dağa bak.
- Karla kaplı şu dağa bak.

A montanha estava coberta de neve.

Dağ karla kaplıydı.

Uma montanha não é necessariamente verde.

Dağlar mutlaka yeşil değildir.

Nós chamamos essa montanha de Tsurugidake.

Biz bu dağa Tsurugidake diyoruz.

Quero escalar a montanha mais alta.

En yüksek dağa ulaşmak istiyorum.

Aquele atalho vai até a montanha.

Bu kısa yol dağa kadar gidiyor.

O hotel está situado na montanha.

Otel, dağda bulunuyor.

O hotel está localizado na montanha.

Otel, dağda yer alıyor.

- Subiremos a montanha se estiver bom amanhã.
- Vamos subir a montanha se estiver bom amanhã.

Yarın hava güzel olursa dağa tırmanacağız.

Quando os mineiros arrancam camadas da montanha,

Madenciler dağ eteklerinden katmanlar kazdıkça

A cidade fica no pé da montanha.

Şehir dağın eteğindedir.

O avião voou por cima da montanha.

Uçak dağın üzerinde uçtu.

Um monstro gigante vem descendo a montanha.

Kocaman bir canavar dağdan aşağıya iniyor.

Você sabia que nesta montanha vivem raposas?

Bu dağda tilkilerin yaşadığını biliyor muydun?

Eles finalmente alcançaram o pico da montanha.

- Sonunda dağın tepesine ulaştılar.
- Nihayet dağın zirvesine vardılar.

Eles finalmente alcançaram o topo da montanha.

Sonunda dağın tepesine ulaştılar.

Você já viu um urso na montanha?

Sen hiç dağda bir ayı gördün mü?

Não podíamos ver o topo da montanha.

Dağın tepesini göremiyorduk.

O escalador chegou ao topo da montanha.

Yürüyüşçü dağın zirvesine ulaştı.

O meu desejo é conquistar essa montanha.

Benim dileğim bu dağı fethetmek.

Deste lado da montanha, não chove muito.

Dağın bu tarafında, çok yağmur yağmaz.

Nós escalámos a montanha no ano passado.

Geçen yıl dağa tırmandık.

Escalar aquela montanha foi mamão com açúcar.

- O dağa tırmanmak çok kolaydı.
- O dağa tırmanmak çok oyuncağıydı.

- O Elbrus é a montanha mais alta da Europa.
- Elbrus é a montanha mais alta da Europa.

Elbruz Dağı Avrupa'nın en yüksek dağıdır.

- Eu acho que é perigoso subir aquela montanha sozinho.
- Creio eu que seja perigoso escalar aquela montanha só.

O dağa yalnız tırmanmanın tehlikeli olduğunu düşünüyorum.

- O Everest é a mais alta montanha do mundo.
- O Everest é a montanha mais alta do mundo.

Everest dünyanın en yüksek dağıdır.

O topo da montanha é de difícil acesso.

Dağın zirvesine erişmek zordur.

Qual é a montanha mais alta do Japão?

Japonya'daki en büyük dağ nedir?

Qual é a montanha mais alta da Alemanha?

Almanya'nın en yüksek dağı hangisidir?

A vista do topo da montanha era espetacular.

Dağın tepesinden manzara olağanüstüydü.

Qual é a montanha mais alta do mundo?

Dünyadaki en yüksek dağ hangisi?

O edifício na montanha é a nossa escola.

Dağdaki bina bizim okulumuzdur.

Esta é uma montanha famosa pela sua paisagem.

Bu, manzarasıyla ünlü bir dağdır.

Você sabia que algumas raposas viviam nesta montanha?

- Bazı tilkilerin bu dağda yaşadığını biliyor muydun?
- Bu dağda birkaç tilki yaşadığını biliyor muydun?

Descer esta montanha vai durar aproximadamente três horas.

Bu dağdan inmek yaklaşık üç saat alacaktır.

- A parte superior da montanha está coberta de neve.
- A parte de cima da montanha está coberta de neve.

Dağın üst kısmı karla kaplıdır.

Temos de descer da montanha e procurar a Dana.

Bu dağdan inip Dana'yı aramalıyız.

Desapareceu completamente. Vamos procurar do outro lado da montanha.

Şu anda tamamen yok olmuş. Aramaya dağın diğer tarafında devam edelim.

É uma caverna enorme escavada no coração da montanha.

Vay canına, burası dağın yan tarafında bulunan devasa bir mağara.

Contemplámos o sol a pôr-se atrás da montanha.

Güneşin dağların ardında batışını izledik.

O topo da montanha está sempre coberto por neve.

Dağın tepesi her zaman karla kaplı.

É a primeira vez que eu escalo esta montanha.

Bu şimdiye kadar ilk kez bir dağa tırmanışım.

O Zugspitze é a montanha mais alta da Alemanha.

Zugspitze Almanya'nın en yüksek dağıdır.

Qual é a montanha mais alta que você escalou?

Tırmandığın en yüksek dağ hangisi?

Eu acho perigoso subir uma montanha num dia chuvoso.

Bence fırtınalı bir havada dağa tırmanmak tehlikelidir.

Recentemente, descobrimos que algumas raposas vivem aqui nesta montanha.

Bazı tilkilerin burada bu dağda yaşadıklarını son zamanlarda öğrendim.

Os mineiros usavam as correntes para transportar rochas pela montanha.

Madenciler bu eski zincirleri dağlarda taş taşımak için kullanıyorlardı.

Vão ver a coluna de fumo na lateral da montanha.

Dağın yan tarafından çıkan dumanı görürsünüz.

Ou temos o que vejo ali, no topo da montanha,

Ya da şuradaki dağın üstünde gördüğüm

Vista de longe, esta montanha parece com o Monte Fuji.

- Uzaktan bakınca bu dağ Fuji dağı gibi görünüyor.
- Uzaktan bakınca bu dağ Fuji dağına benziyor.

Se o tempo permitir, vamos ao topo da montanha amanhã.

Hava müsait olursa yarın dağın tepesine varacağız.

Nenhuma montanha no mundo atinge a altura do Monte Everest.

Dünyada Everest dağı kadar yüksek başka bir dağ yoktur.

O Monte Everest é a montanha mais alta do mundo.

Everest Dağı dünyadaki en yüksek dağdır.

Você precisa de um bom equipamento para escalar aquela montanha.

O dağa tırmanmak için iyi ekipmana ihtiyacın var.

O monte Fuji é a mais alta montanha do Japão.

Fuji Dağı Japonya'nın en yüksek dağıdır.

Elas foram à montanha mas o tempo não estava bom.

Onlar dağa gittiler fakat hava iyi değildi.

Boa ideia, a de usar aquela mina como atalho pela montanha.

Dağı geçmek için o madeni kestirme olarak kullanmak iyi bir karardı.

Escalando esta montanha, você ficará cara a cara com o perigo.

Bu dağa tırmanarak,tehlikeyle yüzyüze kalacaksınız.

A montanha fica a 5.000 metros acima do nível do mar.

Dağ deniz seviyesinden 5000 metre yüksekte.

- Esta é a primeira vez que eu escalo esta montanha. A vista é mesmo incrível.
- Essa é a primeira vez que eu escalo essa montanha. A vista é realmente incrível.

Bu dağa ilk kez tırmandım. Manzara gerçekten harika.

O Monte Fuji, a montanha mais alta do Japão, tem 3776 metros de altura.

Japonya'daki en yüksek dağ olan Fuji Dağı, 3776 metre yüksekliğindedir.

Não sou estúpido o bastante para escalar uma montanha durante o inverno sem, primeiramente, preparar-me adequadamente.

Kışın, önceden uygun hazırlık yapmadan bir dağa tırmanacak kadar aptal değilim.