Examples of using "Lixo" in a sentence and their turkish translations:
Bu saçma.
Çöp çöpe aittir.
Bu, çöp.
Buraya çöp atmayın.
Yerlere çöp atmayın.
Bu çöp.
Tom çöpü dışarı çıkardı.
Çöpünü al.
Yerde çöp var.
Çöpü dışarı koyun.
Buraya çöp atmayın.
Tom çöpü çıkardı.
çöp koy kokmasın
Tom çöpü dışarı attı.
O, çöp. Onu atın.
Lütfen çöpü dışarı çıkarın.
Bu otomobil bir çöp yığını.
Tom bir sürü hurda biriktirdi.
Çöpü dışarıya koy.
O değersiz bir hurda.
- O saçmalık.
- Bu saçmalık.
Çöp kutusu boştu.
Kendime bir çöp öğütücü almak istiyorum.
Tom çöp kutusuna tekme attı.
Çöp öğütücüsü dolu.
Tom çöpü dışarıya götürüyor.
Çöpü attın mı?
Çöpü çıkarmak için benim sıram.
Senin çöp kutun alevler içinde yanıyor.
Çöpleri dışarı çıkaran kişi bendim.
Çöpleri dışarı çıkaran bendim.
- Çöpleri atan benim.
- Çöpleri atan kişi benim.
Tom Mary'nin mektubunu çöpe attı.
Onlar bu kentte haftada kaç kez çöp topluyorlar?
Çöpümüz haftada üç kez toplanır.
Bir kasaba ne kadar eskiyse, o kadar çok çöp üretir.
Tom bir çöplüğün arkasında saklandı.
Çöpü çıkaran kişi ben değilim.
Çöpe attıklarım artık işe yaramayacak şeyler.
Dün çöp tenekesinden yemek yiyen bir adam gördüm.
Yumurta kabuklarını organik çöp tenekesine atın.
Ülkede her gün tonlarca çöp üretilir.
Ne derler bilirsiniz, birinin çöpü başkasının hazinesidir.
bir nevi aslında bizim güneş sistemimizin çöplüğü olarak adlandırabiliriz
Tom çöpü çıkarma sırası senin diyor.
Komşularından biri ön bahçesindeki tüm ıvır zıvırdan şikayet etti.
Tom bu eve taşındığından beri bir sürü ıvır zıvır topladı.
Bu çöpü burada alın.
Çöp tenekesini incelediğini gördüğüm çocuk dört gündür bir şey yemediği söyledi.
Okulda dört çöp kutusu vardır: kağıt için bir, plastik için bir ve cam ve metal için iki tane daha.