Examples of using "Chão" in a sentence and their turkish translations:
- Zemini parlatın.
- Yerleri cilala.
Yere saplayın.
yer üstüne inşa çıkıyor
Yeri süpür.
Yerde bir şey var mıdır?
Yerde oturdum.
Yerde bir kaya var.
O yerde çıplak uyandı.
Kitap yere düştü.
Yuva yere düştü.
sabit üzerinde durmuyor yani
Tom zemini paspasladı.
Yere oturma.
O, yere düştü.
Yer lekesiz.
Yerde kan vardı.
Zemin kirli.
Tom yere düştü.
Tom zemini süpürdü.
Zemin soğuk.
Yere tükürme!
Tom yerde uyudu.
Yerde çöp var.
Yeri süpürüyorum.
Onu yere koy.
Zemin ıslak görünüyor.
Kirli ev, kirli zemin.
Zemini paspas ettim.
Zemini süpürdüm.
Eskiden yerde yatardım.
Zemini süpüreceğim.
Yer çok temiz olmalı.
O silahı yere bıraktı.
Isının büyük kısmını zeminden kaybedersiniz.
ve yer kapandı
Yere bir şeyin düştüğünü duydum.
Adam yere düştü.
Kalemi yerden al.
Tom yerde bir şey gördü.
Yerde hiç kan yok.
Yerde bir şey var.
Tom yerde oturdu.
Tom yerde oturuyor.
Ben yerde uyuyacağım.
Tom yerde yatıyor.
O yerde oturuyordu.
Gözlüğün yere düştü.
Tom yeri fırçalamaya başladı.
Tom'un zemini süpürmesi gerekiyordu.
Tom yerde oturuyordu.
Tom yere oturdu.
Tom yeri paspaslıyor.
Zemin çok soğuktu.
O silahı yere koy.
Tom her zaman yerde uyur.
Zemin hâlâ ıslak.
Gazeteyi yere fırlattım.
Tom ansızın yere yığıldı.
Yer sarsılmaya başladı.
Yere bir şey atma.
Cep telefonum yere düştü.
Tom yerden bir şey aldı.
Tom yerde kan gördü.
Dikkatli ol, yer ıslak.
- Ben hep yerde yatarım.
- Ben hep yerde uyurum.
Tom yerde yatıyordu.
- Zeminde bir delik var.
- Zeminde bir çukur var.
ve bu beni soğuk zeminden koruyacaktır.
Tarantula dümdüz duruyor.
uçaklar yere daima parelel gidiyor
Elmalardan biri yere düştü.
Kitaplarını yere düşürdü.
Zemin temiz tutulmalıdır.
Tom kitabı yerden aldı.
Tüm şeker yere düştü.
Tom silahı yere bıraktı.
Tom hâlâ yerde baygın yatıyor.
Döşemenin her tarafında kan vardı.
Ona yeri süpürttüm.
Tom mutfak zeminini fırçaladı.
Tom yerdeki bir şey üzerinde dengesini kaybetti.
Ben mutfak zeminini süpürdüm.
- Yer ıslak ve kaygan.
- Yerler ıslak ve kaygan.
Yer kar ile kaplıdır.
O neden yerde?
Yerde kırık cam parçaları vardı.
Tom yerde bir şey fark etti.
Tabanda büyük bir halı var.
Ben sadece zemini cilaladım.
Tom yerde uyumak zorunda kaldı.
Polisler yerde biraz kan buldular.