Examples of using "Irão" in a sentence and their turkish translations:
Onlar hayatta kalacak.
Hepiniz öleceksiniz.
Aksi durumda, en temel destekten mahrum kalırlar.
Ve onlar bu kıtayı
Yarın yağmur yağarsa, gitmezler.
Onlar müzakerede bulunacaklar.
Gidersen, onlar da giderler.
Onlar geri dönecekler.
Giants bu gece maç yapıyor mu?
Onlar onu bulacaklar.
Tom ve Mary benimle gidecek.
Bana geç kalacaklar gibi görünüyor.
- Onların kazanacağından eminim.
- Ben onların kazanacaklarından eminim.
- Eminim kazanacaklar.
bazı ticaret kısıtlamalarına sahipler.
Ermenistan'a ne zaman gideceksin?
Eğer hava izin verirse, onlar gidecekler ve ormanda mantar toplayacaklar.
- Onlar seni bulacaklar.
- Seni bulacaklar.
- Seni bulurlar.
Oğlum İran'a gitti.
Papa Francis, iyilik yapan Ateistler de cennete gidecek dedi.
Uyumazsan ölürsün.
Avrupa'ya ne zaman gideceksin?
- Birisine ihtiyacın olacak.
- Bir taneye ihtiyacın olacak.
Latince kursları ne zaman başlayacak?
Dediklerini yapmazsan, seni öldürürler.
Bu konuda bir şey yapacak mısın?
Kütüphaneye ne zaman gideceksin?