Examples of using "Inferno" in a sentence and their turkish translations:
- Cehenneme hoş geldin!
- Cehenneme hoş geldiniz!
Cehennem sizi bekliyor.
nasıl yahu!
Savaş cehennemdir.
Cehennemi gördün mü?
- Cehenneme git!
- Canın cehenneme!
Cehenneme hoş geldin, Muammer!
- Onlar cehenneme gitmeli!
- Onların cehenneme gitmeleri gerek!
Savaş cehennemdir.
Cehennemde daha fazla yer yok.
Cehennem sizi bekliyor.
Cehenneme düşmek kolaydır.
Cehennem iyi niyetlerle döşelidir.
O, hayatımı bir cehennem yapar.
Papaz, Tom'un cehennemde yanacağını söyledi.
Masi, zehrin cehenneminin sonraki safhası olan
Öldü ve ruhu cehenneme gitti.
Yaşam cehennemin kendisinden daha korkunç.
Cennet ya da cehennem yoktur. Biz sadece şimdiki zamanda yaşayabiliriz.
- Sami'nin hayatının son birkaç günü cehennem gibiydi.
- Sami'nin yaşamının son birkaç günü cehennem di.
- Cehennem boş, tüm şeytanlar burada.
- Cehennem boş, çünkü bütün şeytanlar burada.
Cennet ve cehennem sadece insanın kalbinde bulunur.
Cennet ve cehennem sadece insanların kalplerinde vardır.
Bir cehennem varsa, Roma üzerine inşa edilmelidir.
Yakışıklı bir adam, cehenneme gitmek için iyi bir nedendir.
Benim için endişelenme; Cehennem tüm ilginç insanların gittiği yer.
- Ona alıştığın zaman cehennem bile yaşanacak güzel bir yer olabilir.
- Alışınca cehennem bile yaşaması güzel bir yer olabilir.
Barış, aşk ve bilgeliktir - bu cennet. Savaş kin ve ahmaklıktır - bu cehennem.