Examples of using "Espera" in a sentence and their turkish translations:
Bekle.
Siz bekleyin, çocuklar.
Cehennem sizi bekliyor.
Sadece beni orada bekle.
Arabada bekle.
Kimse beni beklemiyor.
Bekle beni.
İyi sonuçlar beklenmektedir.
- Senin için bekledik.
- Biz sizi bekledik.
O, Paris'i ziyaret etmeyi umut ediyor.
Uzun bir bekleyiş olacak.
Tom, Mary'yi bekliyor.
Bu günlerde hiç kimse dostluk beklemiyor.
Orada bekle.
Ne zaman başlamayı umuyorsun?
Tom kazanabileceğini umuyor.
Tom seni orada görmeyi umuyor.
Tom mutlu olduğunu umuyor.
Bulmayı umduğun nedir?
Biri seni bekliyor.
Kedi evde seni bekliyor.
...oselo işi ağırdan alıyor.
Büyük bir felaket bekleniyor.
Tom mutlu olduğunu umuyor.
Onların hepsi beni bekliyorlardı.
Ne bulmayı bekliyorsun?
- Lütfen beş dakika bekle.
- Lütfen beş dakika bekleyin.
- Lütfen beş dakika bekleyiniz.
Bekleme salonunda bekleyin.
Tom onu değiştirmeyi umuyor.
Sıranı bekle, Tom.
O bekliyor.
Evde benim için bekleyen kimsem yok.
Sabırsızlıkla bekliyorum.
Tom Mary'ye yardım edebileceğini umuyor.
Tom Mary'nin kazanmasını umuyor.
Tom Mary'nin kazanmayacağını umuyor.
Tom, Mary'nin kazanabileceğini umuyor.
Sonra uzun bir bekleyiş dönemi geldi.
O da bekledi ve saklandı.
Bir saniye bekle.
Tom seni ekimde görmeyi umuyor.
Ne olmasını bekliyorsun?
Bekle, ateş etme!
- Cevabınızı bekliyorum.
- Cevabını bekliyorum.
Sana yardım etmemi bekliyor musun?
Burada ne bulmayı umuyorsunuz?
Bizden ne bekliyorsun?
Lütfen bir süre burada bekle.
Bunun olmasını bekliyorduk.
Biraz bekle.
Lütfen sıranı bekle.
Tom Mary'nin ona yardım edeceğini umuyor.
Tom, Mary'nin ölmeyeceğini umuyor.
Tom Mary'nin burayı seveceğini umut ediyor.
Tom bir gün bunu yapmak istiyor.
Tom uzun süre kalacağını sanmıyor.
Tom, takımının kazanmasını umuyor.
Tom bunu Mary'nin yaptığını umuyor.
Tom, Mary'nin ağlamadığını umuyor.
Tom Mary'nin onu affetmesini umuyor.
Tom senin orada olacağını umut ediyor.
Hiç kimse "Durun bakalım, bu yanlış.
Şehirli avcılar da hazırda bekliyor.
Hepsi gece karanlığını bekliyor.
Bekleyen yırtıcı kuşlara da.
zincir attı bekleyin zincir attı
Kim barış ve güvenliği istemez?
Bekleme salonunda beş hasta vardı.
Bekleme odasında beş hasta var.
Gerçekten sana yardım etmemi bekliyor musun?
Tom şimdi bizi bekliyor olabilir.
Ne kadar süre kalmamı bekliyorsunuz?
Bir dakika bekle. Ayakkabı bağlarım çözülmüş.
Beklediğiniz için teşekkürler.
Adınız bekleme listesinde.
Gerçekten sana yardım etmemi bekledin mi?
Bekleme salonunda bir sürü insan var.
Misafirler oturma odasında.
Tom yarın kar yağmayacağını umuyor.
Tom Mary'nin yakında iyileşeceğini umuyor.
Tom Mary'nin işi alacağını umuyor.
Arkadaşım benim için Boston'da bekliyor.
Bunu anlaman beklenmiyor.
Tom, Mary'nin onu affetmesini bekliyor.
Tom Mary'nin sınavı geçeceğini umuyor.
onlardan daha iyi yapmaları bekleniyor.
Eski Roma'da kadın bekarken babasına
Tam iki saat bekledim. Daha fazla bekleyemem.
Babam; onu yarın aramanı bekliyor.
O onun cumartesi öğleden sonra geleceğini bekliyor.
Resimlerini Japonya'da sergilemeyi düşünüyor.
Tom, ölmeden önce Boston'u ziyaret edebileceğini umuyor.
Tom hastane bekleme odasında.
Büyükbabam üniversiteye gireceğimi umuyor.
Tom bekleme odasında yalnız oturuyor.
Bir kötümser, hiç kimse tarafından öpülmeyi ummaz.
Tom Mary'nin ondan ne beklediğini bilmiyor.
Beni iki saat beklettin.
Tom, Mary'nin ne yapacağını bildiğini umuyor.