Examples of using "Dera" in a sentence and their turkish translations:
- Keşke yapabilsem.
- Keşke yapabilsem!
Babamın bana verdiği saati kaybettim.
- Keşke şimdi benimle olsaydın.
- Keşke şimdi birlikte olsaydık.
- Keşke şimdi burada benimle olsan.
- Tom'un bugün burada benimle olmasını isterdim.
- Keşke Tom bugün burada benimle olsaydı.
Keşke Tom hakkında konuşmayı durdurabilsen.
- Keşke bilsem.
- Keşke bilseydim!
Tom pastayı Mary'nin ona verdiği yeni bıçakla kesti.
Keşke çalışmak zorunda olmasam.
Keşke Japonya'ya gidebilsem.
Keşke daha genç olsam.
Keşke senin kadar akıllı olsam.
Keşke kanatlarım olsa!
Keşke daha iyimser olabilsem, ama yakında işler daha iyi olacak diye düşünmüyorum.
Keşke Tom'a inanmasaydım.
Keşke bir bahçemiz olsaydı!
- Geleydi.
- Keşke gelseydi.
Keşke o doğru olsa!
Keşke İngilizce konuşabilsem.
Keşke ailemle daha fazla zaman geçirebilsem.
Tom annesinin ona verdiği alışveriş listesini kaybetti ve sadece yemek istediği şeyleri aldı.
Keşke onu yapmasaydım.
Keşke bana yakın olsaydın.
Keşke bir oğlumuz olsa!