Examples of using "Estivesse" in a sentence and their turkish translations:
Yanılmış olabilirim.
- Belki hatalıydım.
- Belki de ben yanılmışımdır.
- Keşke burada olsaydınız.
- Burada olmanızı isterdik.
Belki Tom haklıydı.
Tom'un abarttığını sanıyordum.
Tom Mary'nin uyuduğunu düşünüyordu.
Tom'un öldüğünü sandım.
Tom'un kaybolduğunu sandım.
Bana çok sinirlendiğini düşünüyordum.
- Keşke burada olsan.
- Keşke yanımda olabilseydin.
Keşke o burada olsa.
Keşke orada olsaydın.
Birinin orada olduğunu sanıyordum.
- Sizi hamile sanıyordum.
- Seni hamile sanıyordum.
Keşke Tom ölmüş olsa.
- Keşke Tom hâlâ hayatta olsa.
- Keşke Tom hâlâ yaşıyor olsa.
- Keşke burada benimle olmuş olsaydın.
- Keşke burada benimle olsan.
- Keşke benimle burada olsan.
Tom Mary'nin öldüğünü düşündü.
Ölü gibi hissettim.
Keşke o şimdi burada olsa.
Keşke ölmüş olsan.
Bir şeyin yanlış olduğunu hissediyorum.
Tom'un tatilde olduğunu düşündüm.
Tom'la çıktığını düşündüm.
Orada olmanı istiyorum.
Tom'un okulda olduğunu düşündüm.
Tom'un bugün burada olacağını düşünüyordum.
- Cezalandırıldığını sandım.
- Cezalı olduğunu sandım.
Sanki hayal görüyormuş gibi hissediyorum.
- Keşke benimle olsanız.
- Keşke benimle olsan.
Tom Mary'nin dalga geçtiğini düşündü.
Yorgun olmama rağmen elimden geleni yaptım.
Grip olmasına rağmen, o, işe gitti.
O burada olsa, ne söyler?
Bir rüyada olduğumu hissediyorum.
Tom ilgili görünmüyordu.
Tom korkuyor gibi davrandı.
Polisler onun yalan söylediğinden şüpheleniyorlar.
- Burada olmanı nasıl da isterdim.
- Keşke burada olsaydın!
Canım TV izlemek istiyor.
Söylediğin şaka yapıyormuş gibi gelmedi kulağa.
Delirmiş gibi davranıyor.
Keşke çok uzakta olmasan.
Tom, Mary'nin Boston'da olduğunu düşünüyordu.
Bari beyaz giymeseydin abicim
gerçekten o varmış gibi inandırıcı bire şekilde anlatıyor
O yorgun olmasına rağmen, çalışmayı durdurmadı.
Keşke o bize yardım etmek için burada olsa.
Tom hasta olmasaydı daha çok yerdi.
Yalnız olduğumu düşündüm.
Uyuduğunu düşünüyordum.
Tom'un hâlâ evde olduğunu düşündüm.
Hepimiz burada bizimle olmanızı diliyoruz.
Belki de Tom yalnızca sana yardımcı olmaya çalışıyordu.
Tom Mary'nin de orada olmasını beklemişti.
Brezilya'ya tek başına gitmesi bizi şaşırttı.
O, hasta olmasına rağmen işe geldi.
Keşke Tom şimdi burada olsa.
Keşke o şimdi hayatta olsa.
Tom'un burada olmasını beklediğini biliyorum.
Ben senin dalga geçtiğini düşündüm.
Hasta olmasam, sana katılırım.
- Bir treylerde yaşamaya alışkın olduğunuzu düşünüyordum.
- Bir karavanda yaşamaya alıştığınızı düşünüyordum.
Bu bir rüya gibi.
Tom'un yerimde kalmasını istemedim.
Tom Mary'nin gerçeği söylediğini umuyordu.
Tom'un bir silah taşıdığını düşündüm.
- Keşke bize yardım etmek için Tom burada olsa.
- Keşke Tom bize yardım etmek için burada olsa.
Tom'un toplantıda olmasını beklemiyordum.
Yapmamı istediğin şeyi yaptığımı düşündüm.
Tom Mary'nin üzgün olduğunu düşünmedi.
Keşke bana yakın olsaydın.
İşim olmasa, bu kitapları okuyabilirim.
Biz Tom'un partide olmasını bekliyorduk, ama o görünmedi.
- Tom'un bugün burada benimle olmasını isterdim.
- Keşke Tom bugün burada benimle olsaydı.
Bir şeyden korkuyormuş gibi konuşuyor.
O, bir rüya gibiydi.
Tom Mary'nin burada olmasını beklediğini söyledi.
programı öğretmen açtı. Sanki dersteymiş gibi artık
- Onun yerinde olsam, onu yapmayı reddederim.
- Onun yerinde ben olsaydım bunu yapmayı reddederdim.
Eğer verebilecek biraz param olsaydı Tom'a biraz para verirdim.
Bazen, oyuncu bir ruh hâlindeyken kamerayı çok bırakamıyordum.
Eğer Ted burada olsa, odayı temizlememize yardım eder.
Senin pozisyonunda olsaydım muhtemelen ne yapacağımı bilmezdim.
Bir otelde evimdeymişim gibi hissedemiyorum.
Tom geçen hafta Mary ile birlikte Boston'da olabilir.
O uzakta olduğu zaman çocukla ilgilenmemi istedi.
Burada olmasaydın ne yapardım bilmiyorum.
Benim yerimde olsaydın aynı şeyi yapacağını düşünüyorum.
eğer kadro tamsa 9 aylık oynanmaz maç yapılırdı.
O burada olmadığı zaman çocukla ilgilenmemi istedi.
1543'te Nicolaus Copernicus Güneş'in, evrenin merkezinde bulunduğunu ileri sürdü.
Keşke biz onu ziyaret ettiğimizde kule inşaat halinde olmasaydı.
Senin ilgileneceğini düşünmedim.
Tom sözleri anlamadığı bir dilde olsa bile şarkıyı sevdi.
Tom'un Mary'nin onun orada olmasını istememesi umurunda değildi.
Ben bir çocukken, annem bana tabağımdaki her şeyi yedirirdi.
Tom uzaktayken, Mary'den bahçesindeki çiçekleri sulamasını istedi.