Translation of "Classe" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Classe" in a sentence and their turkish translations:

- Nós somos colegas de classe.
- Somos colegas de classe.

- Biz sınıf arkadaşlarıyız.
- Biz sınıf arkadaşıyız.

- Há quantos meninos na classe?
- Quantos meninos tem nesta classe?

Bu sınıfta kaç çocuk var?

Sou de classe média.

Orta sınıfım.

- Nossa classe cresceu em tamanho.
- Nossa classe tem crescido em tamanho.

Bizim sınıf boyut olarak büyümüştür.

- Eu conheci a minha colega de classe.
- Conheci a minha colega de classe.
- Eu conheci o meu colega de classe.
- Conheci o meu colega de classe.

Sınıf arkadaşımla karşılaştım.

- Eles são meus colegas de classe.
- Elas são minhas colegas de classe.

Onlar benim sınıf arkadaşlarım.

Famílias mencionadas separações de classe

sözü geçen aileler sınıf ayrılıkları

Eles estão na mesma classe.

Onlar aynı sınıftalar.

Ele está responsável pela classe.

O, sınıftan sorumludur.

Não sou de classe média.

Ben orta tabaka değilim.

Há 40 alunos nesta classe.

- Bu sınıfta kırk öğrenci var.
- Bu sınıfta 40 öğrenci var.

Ele é da minha classe.

O, benim sınıfımda.

Nós somos colegas de classe.

Biz sınıf arkadaşıyız.

Ele vem da classe média.

O, orta tabakadandır.

- Estou na mesma classe que o Tom.
- Eu estou na mesma classe que o Tom.
- Estou na mesma classe que Tom.

Tom'la aynı sınıftayım.

Um novo estudante entrou na classe.

Sınıfa yeni bir öğrenci geldi.

Ele é meu colega de classe.

O benim sınıf arkadaşım.

Nossa classe consiste em 40 garotos.

Bizim sınıfımız 40 oğlandan oluşur.

Quantos alunos há em sua classe?

Sınıfında kaç tane öğrenci var?

Tom é meu colega de classe.

Tom benim bir sınıf arkadaşım.

Ela é minha colega de classe.

O benim sınıf arkadaşım.

Eu nunca estive dentro da classe.

Bu sınıfta hiç bulunmadım.

Elas são minhas colegas de classe.

Onlar benim sınıf arkadaşlarım.

Todos na classe subiram a colina.

Sınıftaki herkes tepeye tırmandı.

Há quarenta alunos na nossa classe.

Sınıfımızda kırk öğrenci vardır.

A classe inteira está presente hoje.

- Bugün bütün sınıf burada.
- Bugün sınıftaki herkes burada.

- Ele é o mais alto da classe dele.
- Ele é o maior de sua classe.

- O, sınıfında en uzundur.
- Sınıfın en uzunu o.
- Sınıfın en uzun boylusu.

- Elena é a menina mais alta da classe.
- Elena é a garota mais alta da classe.

Elena sınıfında en uzun kız.

Queria que nossa classe tivesse ar condicionado.

Keşke sınıfımız klimalı olsa.

Quase todos os estudantes estavam na classe.

Neredeyse tüm öğrenciler sınıftaydı.

Maria vive em um bairro classe média.

Maria orta direk bir çevrede yaşıyor.

Ela e eu somos colegas de classe.

O ve ben sınıf arkadaşlarıyız.

Ela é sempre a pior da classe.

O her zaman sınıfın en kötüsüdür.

Pode me dar o calendário de classe?

Ben bir sınıf programı alabilir miyim?

Este é um hospital de primeira classe.

Bu birinci sınıf bir hastane.

Tom cresceu num bairro de classe média.

Tom orta sınıf bir mahallede büyüdü.

Ele era um líder da classe trabalhadora.

İşçi sınıfı lideriydi.

Todos os meninos na classe trabalharam duro.

Sınıftaki bütün erkek çocukları çok çalıştı.

Nossa classe tem quarenta e cinco alunos.

Bizim sınıfta kırk beş öğrenci vardır.

Ele é o mais alto da classe.

O, sınıfta en uzun boyludur.

Tom e Mary eram colegas de classe.

Tom ve Mary sınıf arkadaşıydı.

Tom e Maria estão na mesma classe.

Tom ve Mary aynı sınıftaydı.

- Estamos felizes em tê-lo na nossa classe.
- Nós estamos felizes em tê-la na nossa classe.

Bizim sınıfta olduğun için memnunuz.

Não mais lá eles eram colegas de classe

hayır daha fazlası var onlar sınıf arkadaşıydı

Ele é o mais alto da nossa classe.

O, sınıfımızda en uzun boyludur.

Há algum aluno da Coreia na sua classe?

Sınıfınızda hiç Koreli öğrenci var mı?

Eu não vou tolerar brigas na minha classe.

Sınıfımda kavgaya müsamaha göstermeyeceğim.

Eu sou o mais alto da nossa classe.

Sınıfımızda en uzun benim.

Tom e Maria são meus colegas de classe.

Tom ve Mary benim sınıf arkadaşlarım.

- Nossa classe é pequena.
- Nossa turma é pequena.

Bizim sınıfımız küçük bir sınıf.

O menino se acostumou rapidamente à nova classe.

Oğlan yeni sınıfa çabuk uyum sağladı.

Tom é um dos meus colegas de classe.

Tom sınıf arkadaşlarımdan biri.

Tom é o melhor cantor da minha classe.

Tom benim sınıfımda en iyi şarkıcı.

Ele sempre causou problemas aos colegas de classe.

- Sınıf arkadaşlarına daima sorunlar getirdi.
- Her zaman sınıf arkadaşlarına sorunlar getirdi.

Tom mora em um bairro de classe média.

Tom orta sınıf bir semtte yaşıyor.

Tom cresceu em um bairro de classe média.

- Tom orta sınıf bir mahallede büyüdü.
- Tom orta sınıf bir semtte büyüdü.

- Ele é tão inteligente quanto qualquer outro menino da classe.
- Ele é tão inteligente como qualquer outro menino da classe.

O, sınıftaki başka herhangi biri kadar zekidir.

- Saiam da sala.
- Saia da sala.
- Saia da classe.

- Sınıftan çık.
- Sınıftan çıkın.

Ele é um dos alunos mais populares da classe.

O, sınıftaki en popüler öğrencilerden biri.

As lagostas pertencem a uma classe de animais marinhos.

Istakozlar bir deniz hayvanları sınıfına aittir.

Tom sempre voa na classe econômica para economizar dinheiro.

Tom her zaman tasarruf yapmak için ekonomi sınıfta uçuyor.

Tom teve dificuldade para acompanhar seus colegas de classe.

Tom sınıf arkadaşlarına ayak uydurmaya çabaladı.

O Tom e a Mary são companheiros de classe.

Tom ve Mary sınıf arkadaşıydı.

Todas as meninas na classe de Tom são bonitas.

Tom'un sınıfındaki bütün kızlar güzel.

Layla morava em um bairro de classe média alta.

Leyla üst orta sınıf bir semtte yaşıyordu.

Eu me dou bem com meus colegas de classe.

Sınıf arkadaşlarımla iyi geçiniyorum.

- Ele é a pessoa mais alta da classe.
- Ele é o mais alto da classe.
- Ele é o mais alto da turma.

O, sınıfta en uzun boyludur.

Sempre conseguindo as melhores notas da classe por seu trabalho.

hep en yüksek notları alan biri gibi görünüyordu.

Nenhum outro aluno da classe é tão brilhante como ele.

Sınıftaki başka hiçbir öğrenci onun kadar parlak değildir.

Ele estuda mais do que qualquer outro estudante da classe.

O, sınıfında başka bir öğrencinin çalıştığından daha çok çalışır.

A nossa classe fará um piquenique na semana que vem.

Sınıfımız gelecek hafta bir pikniğe gidecek.

O professor leu uma passagem da bíblia para a classe.

Öğretmen sınıfa İncil'den bir pasaj okudu.

Tom fala francês melhor do que seus colegas de classe.

Tom sınıf arkadaşlarından daha iyi Fransızca konuşur.

O número de alunos nesta classe está limitado a 15.

Be sınıftaki öğrenci sayısı on beşle sınırlı.

John precisa se empenhar para acompanhar os colegas de classe.

John, sınıf arkadaşlarına yetişmek için çok çalışmalıdır.

Nenhum menino da classe é mais alto do que Bill.

Sınıfta hiçbir çocuk Bill'den daha uzun değildir.

Quem faz o que Atatürk classe 3-B da escola primária

kim ne yapsın Atatürk ilkokul 3-B sınıfı

Ele se dá bem com todos os colegas da classe dele.

O, sınıfındaki herkese karşı samimidir.

Tenho menos estudantes na minha classe esse ano que ano passado.

Bu sene sınıfımda geçen senekine göre daha az öğrenci var.

Ele fala inglês tão fluentemente quanto qualquer estudante em sua classe.

O, sınıfındaki herhangi bir öğrenci kadar akıcı şekilde İngilizce konuşmaktadır.

Depois dele, eu sou o corredor mais rápido da nossa classe.

Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.

O Tom e a Mary estavam na mesma classe ano passado.

Tom ve Mary geçen yıl aynı sınıftalardı.

Ele está se dando bem com todos seus colegas de classe.

O, tüm sınıf arkadaşları ile iyi geçinir.

Nenhum outro garoto na nossa classe é mais estudioso que o Jack.

Bizim sınıfta başka hiçbir çocuk Jack'ten daha çalışkan değil.

Ele é mais velho do que qualquer outro aluno da sua classe.

O sınıfındaki herhangi bir diğer öğrenciden daha yaşlıdır.

Assim que entrei na classe, os alunos começaram a me fazer perguntas.

Tam sınıfa girmiştim ki, öğrenciler bana sorular sormaya başladılar.

Tom era muito querido de seus colegas de classe, professores e amigos.

Tom sınıf arkadaşları, öğretmenleri ve arkadaşları tarafından çok sevilirdi.

Assim que eu entrei na classe, os alunos começaram a fazer perguntas.

- Öğrenciler sorular sormaya başladığında sınıfa henüz girmiştim.
- Ben sınıfa girer girmez öğrenciler sorular sormaya başladılar.

- Há apenas três garotas na sala.
- Só há três meninas na classe.

Sınıfta sadece üç kız var.

Quem você acha que é a menina mais bonita da sua classe?

Sınıfındaki en güzel kızın kim olduğunu düşünüyorsun?

Tom pode correr mais rápido do que qualquer outro em sua classe.

Tom, sınıfındaki herkesten daha hızlı koşabilir.

- A altura média das garotas na classe é acima de 1,55 m.
- A altura média das garotas na classe é acima de um metro e cinquenta e cinco.

Sınıftaki kızların ortalama boyu 155 santimetreden fazladır.

O garoto não se deixou humilhar pelas gargalhadas dos seus colegas de classe.

Çocuk, sınıf arkadaşlarının kahkahalarından gocunmadı.

Ela é uma cantora melhor do que qualquer outra aluna de sua classe.

O, sınıfındaki başka bir öğrenciden daha iyi bir şarkıcıdır.

Tom é um pouco mais velho que o restante dos alunos da classe.

Tom sınıfındaki diğer öğrencilerden biraz daha yaşlı.

Meu sobrinho é da mesma idade que eu, e estamos na mesma classe.

Yeğenim benim kadar yaşlı ve aynı sınıftayız.