Examples of using "Conheci" in a sentence and their turkish translations:
Ben senin kız arkadaşınla karşılaştım.
Senin erkek kardeşini tanıyordum.
Sempatik insanlarla tanıştım.
- Seninle kişisel olarak hiç tanışmadım.
- Sizinle bizzat tanışmadım.
- Seninle hiç yüz yüze görüşmedim.
Ben onunla ilk kez Londra'da karşılaştım.
Mattias'la İspanya'da tanıştım.
Daha önce bir Kanadalı ile hiç karşılaşmadım.
Ben Tom adında bir adam tanıyordum.
Ben senin arkadaşınla buluştum.
Ben tesadüfen onunla karşılaştım.
Ben onunla şans eseri tanıştım.
Bir kızla tanıştım.
Geçenlerde onunla tanıştım.
Birçok ilginç insanla tanıştım.
Onu önceki gün gördüm.
Avustralya'da Tom'la karşılaştım.
Tom'la o zaman tanışmıştım.
Tom'un bir arkadaşıyla tanıştım.
Tom'la bu ekim ayında tanıştım.
Sınıf arkadaşımla karşılaştım.
Tom ile kütüphanede karşılaştım.
Ben onunla üç yıl önce tanıştım.
Daha önce bu kızla tanıştım.
Tom'la henüz tanışmadım.
- Dün Tom'la karşılaştım.
- Dün Tom'la buluştum.
Tom'u tanımıyordum.
- Amerikalı bir kızla tanıştım.
- Bir Amerikalı kızla tanıştım.
- Bir Amerikalı kızla karşılaştım.
- Ben onunla bir barda buluştum.
- Onunla bir barda tanıştım.
Onunla kışın tanıştım.
- Ben öğrenciyken onunla tanıştım.
- Onunla öğrenciyken tanıştım.
Onunla Fransa'da tanıştım.
Rüyada bir kurtla karşılaştım.
Onlarla on üç yaşındayken tanıştım.
Onunla nerede tanıştığımı düşünüyorsun?
Onunla Meksika'da kaldığım sırada tanıştım.
Babamı hiç tanımadım.
Tom'la üç yıl önce tanıştım.
Geçenlerde onunla tanıştım.
- Ben Ken adlı uzun boylu bir adamla tanıştım.
- Ben Ken adında uzun boylu bir adamla tanıştım.
Bugün çok hoş bir yer buldum.
Tom'a ilk rastladığımda on sekiz yaşındaydım.
"Ben yeni öğretmenle tanıştım." "Nasıl biri?"
Onunla tesadüfen Tokyo'da tanıştım.
Senin kadar ikiyüzlü bir insan daha tanımadım.
Seninle tanıştığımda çok gençtim.
Ben Tom Jackson adında Kanadalı bir adamla tanıştım.
Parkta Tom adında bir adamla tanıştım.
Evet, dün kütüphanede ona rastladım.
Londra'da kalırken onunla tanıştım.
Geçen hafta onun kız kardeşiyle buluştum.
Sen doğmadan öncesinden beri babanı tanıyorum.
Okula giderken onunla karşılaştım.
Onunla karşılaştığım anda ona âşık oldum.
Ben sık sık seninle tanıştığım yer hakkında düşünüyorum.
Paris'te kalırken, ona rastladım.
Herhangi bir kış gününde ona rastladım.
Ben Bilbao'da iken José ile tanıştım.
Onunla tanıştığımdan beri hayatım değişti.
Paris'te tanıştığım şair odur.
Tom'un ailesiyle henüz tanışmadım.
Boston'da çalışırken Tom'la tanıştım.
Ben beğenmediğim bir Kanadalı ile hiç tanışmadım.
Bugün yeni bir felsefe öğretmeni ile tanıştım.
Çikolata sevmeyen biriyle hiç tanışmadım.
Onunla ilk tanıştığımda Tom Mary ile evliydi.
Üniversitedeyken Tom'u tanırdım.
Seninle ilk tanıştığım zamanı hatırlamaya çalışıyorum.
Muhtemelen dünyadaki en iyi izcilerden olan bu adamlarla tanıştım.
Orada bir arkadaşla karşılaştım.
Onunla ilk karşılaştığımda Tom Fransızca konuşamadı.
Onunla ocak ayında tanıştım.
- Onunla ilk tanıştığımızdan beri o aynı şeyleri yapıyor.
- Onunla ilk tanıştığımızdan beri aynı şeyleri söylüyor.
Tom Boston'a geldiğimde tanıştığım ilk kişidir.
Onunla hiç karşılaşmadım.
Onunla hiç karşılaşmadım.
Ben partide Tom'a rastladım.
Onunla tanıştığımdan beri hayatım aynı değil.
Onunla karşılaşır karşılaşmaz, onu sevmeye başladım.
Sevgi mi? O da ne? Ben bir yetimim. Sevgiyi hiç tadamadım ki.
Seninle tanıştığımız anda evleneceğimizi biliyordum.
Sen şimdiye kadar tanıdığım en ilginç insansın.
Tom'a bir kulüpte rastladım.
Seninle ilk tanıştığım gün mavi bir ceket giyiyordun.
- Geçenlerde Jane ile karşılaştım.
- Birkaç gün önce Jane ile karşılaştım.
Zeus'un varlığı konusunda agnostik olan birine hiç rastlamadım.
Seni sevdiğim kadar çok seveceğim birine asla rastlamadım.
Geçen yıl Boston'da tanıştığım bir kıza aşık oldum.
Beni senin kadar mutlu eden kimseyle tanışmadım.
Sen hâlâ iki yıl önce tanıdığım aynı şımarık küçük kızsın.
- Avustralyalı tarihi hakkında Tom'un bildiği kadar çok bilen biriyle asla tanışmadım.
- Avustralya tarihini Tom kadar bilen birine hiç rastlamadım.
Hayatımın geriye kalan kısmını birlikte geçirmek istediğim herhangi biriyle henüz tanışmadım.
Tom'la ilk tanıştığımda kaç yaşında olduğumu tam hatırlayamıyorum.
Sanırım daha önce Tom'la karşılaştım.
Dün gördüğüm, adını bilmediğim kızın hayâlini kurdum.
Tom şimdiye kadar tanıştığım en sıkıcı insanlardan biridir.
Dün dünyadaki en popüler oyunculardan biriyle tanıştım.
Onunla istasyonda tanıştım.
Seninle tanıştığımda gerçekten gençtim.