Translation of "Cabeça" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Cabeça" in a sentence and their turkish translations:

- Minha cabeça dói.
- A minha cabeça dói.

Başım ağrıyor.

- Balancei a cabeça.
- Eu balancei a cabeça.

Kafamı salladım.

Balancei a cabeça.

- Kafamı salladım.
- Başımı salladım.

- Você tem dor de cabeça?
- A sua cabeça dói?

Başın ağrıyor mu?

- Ele me acertou na cabeça.
- Ele bateu na minha cabeça.

O benim kafama vurdu.

- Minha cabeça está doendo.
- Eu estou com dor de cabeça.

Benim başım ağrıyor.

- Coloque as mãos na cabeça!
- Coloquem as mãos na cabeça!

Ellerini başının üzerine koy.

- Minha dor de cabeça passou.
- Não tenho mais dor de cabeça.
- Passou a minha dor de cabeça.

Benim baş ağrım geçti.

Cuidado com a cabeça!

Kafana dikkat!

Ele balançou a cabeça.

Başını salladı.

Tom perdeu a cabeça.

Tom aklını kaybetti.

Tira isso da cabeça.

Onu kafandan çıkar.

Vou cortar sua cabeça!

Kafanı keseceğim!

Ele coçou a cabeça.

- Kafasını kaşıdı.
- Başını kaşıdı.

Tom usou a cabeça.

Tom başını kullandı.

Tom bateu a cabeça.

Tom kafasını çarptı.

Minha cabeça dói tanto.

- Başım çok ağrıyor.
- Başım felaket ağrıyor.

Doía-lhe a cabeça.

Başı ağrıyordu.

Tom coçou a cabeça.

Tom başını kaşıdı.

Que dor de cabeça!

Ne baş ağrısı!

Ela raspou a cabeça.

O, başını tıraş etti.

Fui atingido na cabeça.

Benim kafama vuruldu.

Ela sacudiu a cabeça.

O, başını salladı.

Tom raspou a cabeça.

Tom başını tıraş etti.

Maria ergueu a cabeça.

Mary başını kaldırdı.

- Escuto vozes na minha cabeça.
- Eu ouço vozes na minha cabeça.

Kafamda sesler duyuyorum.

- Estou com dor de cabeça.
- Eu estou com dor de cabeça.

- Benim başım ağrıyor.
- Başım ağrıyor.
- Baş ağrım var.

- Ele está com dor de cabeça.
- Ele tem dor de cabeça.

- Onun başı ağrıyor.
- Başı ağrıyor.

- O homem golpeou-me a cabeça.
- O homem me bateu na cabeça.

Adam benim kafama vurdu.

- A estátua está sem a cabeça.
- Está faltando a cabeça da estátua.

Heykelin kafası eksik.

- Eu chacoalhei a cabeça algumas vezes.
- Eu balancei a cabeça algumas vezes.

Kafamı birkaç kez salladım.

- Isso nunca passou pela minha cabeça.
- Isso jamais passou pela minha cabeça.

O asla aklıma gelmedi.

Seu físico de cabeça, astrofísica.

Takma kafana fiziği, astrofiziği.

Fazem crescer chifres na cabeça.

Kafalarında boynuz çıkarabiliyorlar.

A minha cabeça está explodindo.

Başım çok ağrıyor.

A estátua não tem cabeça.

Heykelin kafası yok.

Ela tem uma cabeça boa.

Onun aklı başındadır.

Tom completou o quebra-cabeça.

Tom yapbozu tamamladı.

Tom acenou com a cabeça.

Tom başını salladı.

A minha cabeça está rodando.

Başım dönüyor.

Está tudo de ponta-cabeça.

Her şey altüst.

A minha cabeça está doendo.

Başım gerçekten ağrıyor.

Estou com dor de cabeça.

Başım ağrıyor.

Nunca passou pela minha cabeça.

- O hiç aklımdan geçmedi.
- O hiç aklıma gelmedi.

Vire-o de ponta-cabeça.

Onu baş aşağı çevirin.

A minha cabeça continua tonta.

Başım hala dönüyor.

Você bateu com a cabeça?

Kafanı mı çarptın?

- Estou com uma forte dor de cabeça.
- Estou com muita dor de cabeça.

Kötü bir baş ağrım var.

- Por que está de ponta-cabeça?
- Por que está de cabeça pra baixo?

Neden o tepetaklak?

- Isso me deu uma dor de cabeça.
- Me deu uma dor de cabeça.

O benim başımı ağrıttı.

Ele é rotulado dizendo que a cabeça está aberta ou a cabeça está fechada.

Başı açık yada başı kapalı diyerek yaftalanıyor birde

- Ela tinha algo estranho na cabeça dela.
- Ela tinha algo estranho na sua cabeça.

Onun kafasında tuhaf bir şey vardı.

- Vocês me deram uma dor de cabeça.
- Você me deu uma dor de cabeça.

Sen benim başımı ağrıttın.

Usamo-lo para prender a cabeça.

...ve onunla başını yakalarız.

América voltou com a cabeça coçada

Kafasını kazıtmış bir şekilde ise Amerika döndü

Você está desistindo de sua cabeça

Ya başından vazgeçiriyorsunuz

Ponha as mãos atrás da cabeça.

Ellerini kafanın arkasına koy.

Ele deitou a cabeça no travesseiro.

O, başını yastığa koydu.

Não segure-o de ponta-cabeça.

Onu ters tutma.

Ele machucou a cabeça na queda.

Onun başı düşmeyle yaralandı.

Ele bateu a cabeça na prateleira.

O, kafasını rafa çarptı.

Ele botou um boné na cabeça.

O, kafasına bir kep giydi.

Você está com dor de cabeça?

Başın ağrıyor mu?

Mary está com dor de cabeça.

Mary'nin başı ağrıyor.

Ele coçou a cabeça por hábito.

Alışkanlık nedeniyle başını kaşıdı.

Não consigo tirá-la da cabeça.

Onu aklımdan çıkaramıyorum.

Eu bati na cabeça do prego?

- Tam üstüne bastım mı?
- Taşı gediğine oturttum mu?

Passou a sua dor de cabeça?

Senin baş ağrın geçti mi?

Tom escorregou e bateu a cabeça.

Tom kaydı ve başını çarptı.

Me dá uma cabeça de repolho.

Bana bir baş lahana ver.

Eu tive uma dor de cabeça.

Başım ağrıyordu.

Quem virou isso de ponta-cabeça?

Bunu kim baş aşağı çevirdi?

Não enterre a cabeça na areia.

Gerçeği yok sayma.

Ela é uma cabeça de vento.

O bir salak.

Minha dor de cabeça passou completamente.

Baş ağrım tamamen geçti.

Cabeça vazia é oficina do diabo.

Boş kafa şeytanın işyeridir.

O John bateu na minha cabeça.

John bana kafamdan vurdu.

Este quebra-cabeça tem quinhentas peças.

Bu yapboz beş yüz parçadır.

Isso não tem pé nem cabeça.

Ne başı belli ne kıçı.

Eu calculei tudo na minha cabeça.

Hepsini kafamdan hesapladım.

Minha dor de cabeça se foi.

Baş ağrım geçti.

Carol está com dor de cabeça.

Carol'ın başı ağrıyor.

Acho que estou perdendo a cabeça.

Aklımı kaybettiğimi düşünüyorum.

Tom está com dor de cabeça.

Tom'un başı ağrıyor.

Tom cortou a cabeça da galinha.

Tom tavuğun kafasını kesti.

Tom acariciou a cabeça do gato.

- Tom kedinin başını okşadı.
- Tom kedinin kafasını okşadı.

- Perdi a paciência.
- Perdi a cabeça.

Kendimi kaybettim.

Usamo-lo para prender a cabeça. Lembre-se que a cabeça é o mais perigoso.

...ve onunla başını yakalarız. Unutmayın, başı her zaman tehlikeli olan kısmıdır.