Examples of using "Bateu" in a sentence and their turkish translations:
Sana kim vurdu?
Tom ifademi aldı.
O ona vurdu.
Tom ellerini alkışladı.
Kapıyı çaldı
Biri kapıyı çaldı.
Tom kapıyı kapattı.
Tom pencereye hafifçe vurdu.
O, kapıyı kapattı.
Tom kafasını çarptı.
- O, kız kardeşine çarptı.
- Kız kardeşine vurdu.
O, rekor kırdı.
Tom köpeğe vurdu.
O ona sert vurdu.
Tom rekoru kırdı.
O bana yanlışlıkla vurdu.
Kuş kanatlarını çırptı.
Tom bana iki kez vurdu.
Tom kapalı kapıyı çaldı.
Tom dizini çarptı.
Araba, kamyona çarptı.
Araba duvara çarptı.
Baba, Mary bana vurdu!
Tom Mary'ye vurdu mu?
Hiç Tom sana vurdu mu?
Rüzgar kapıyı çarparak kapattı.
Tom, Mary'ye vurmadı.
Bir araba Tom'a çarptı.
O, ona defalarca vurdu.
Tom, kapıyı çaldı.
Tom omzuma dokundu.
Kafanı mı çarptın?
- Saat gece yarısına gelmişti.
- Saat gece 12 olmuştu.
Kamyon arabamıza çarptı.
O, kafasını rafa çarptı.
Tom daha önce bana hiç vurmadı.
Tom banyo kapısını çaldı.
Tom kaydı ve başını çarptı.
Tom ön kapıyı çaldı.
Neden onu gerçekten yumruklamadın?
Mary ayağını üç kez sertçe vurdu.
Araba bir ağaca çarptı.
Bana vuran kişi Tom'du.
John bana kafamdan vurdu.
O, ona bir çekiçle vurdu.
O bana çarptı, ona değil.
- Tom'a vuran benim.
- Tom'u vuran benim.
Tom neden bana vurdu?
Bob bana vurdu, ona değil.
Yumruğu ile masaya vurdu.
Çirkin bir adam benim kapımı çaldı.
Tom kapıyı yüzüme kapattı.
Tom kapıyı çaldı ama kimse cevap vermedi.
O onun sırtını sıvazladı.
Tom'un arabası bir ağaca çarptı.
- Kapıyı tıklatan bendim.
- Kapıyı çalan kişi bendim.
O, dizini sandalyeye çarptı.
Kapıyı yüzüme doğru kapadı.
Tom arabaya bindi ve kapıyı kapattı.
Tom odadan çıkarken kapıyı çarptı.
O kafama vurdu ve kaçtı.
Tom kafasını arabanın çatısına çarptı.
Tom Mary'nin arabasına kimin çarptığını biliyor.
Tom kapıyı Mary'nin yüzüne çarptı.
Tom sinirlendi ve Mary'ye vurdu.
O, eve girmeden önce ayakkabılarını kazıyarak temizledi.
O, erkek arkadaşına vurdu ve onun burnunu kırdı.
Tom arabanın çatısına başını çarptı.
Anne, sarhoş olduğu için kızını dövdü.
Bütün gün boyunca kuvvetli bir rüzgar esti.
O benim kafama vurdu.
Kamyon bir arabaya çarptı.
Tom başını bir ağaç dalına çarptı.
Alnını bir ağacın dalına çarptı.
"Ona neden vurdun?" "O bana vuracaktı!"
"Tom gerçekten Mary'ye vurdu mu" "Ben öyle duydum."
Adam benim kafama vurdu.
O, tahtaya bir çivi çaktı.
Birisi kapıyı çaldığında, o tam kitabı okumaya başlamıştı.
Gemi büyük bir buzdağına çarptığında yolcular kamaralarında uyuyorlardı.
Tom Mary ile sohbet etti.
Motosiklet, telgraf direğine çarptı.
Bir araba tarafından çarpıldı ve anında öldü.
Tenis tarihinde taraflardan birinin diğerine en ezici üstünlük kurduğu Grand Slam finali, Batı Almanyalı Steffi Graf'ın Sovyet Nataşa Zvereva'yı iki seti de 6-0 kazanarak çok rahat yendiği 1988 Fransa Açık Finali'ydi. Maçın tamamı yalnızca 34 dakika sürmüştü.