Examples of using "Aulas" in a sentence and their turkish translations:
Çok fazla dersimiz var.
Dersler yakında tekrar başlıyor.
Dersleri asmayın, tamam mı?
Okulu yarın başlıyor.
Artık ders olmayacak.
Dersler ne zaman başlıyor?
Dersler nasıldı?
Yarın dersler başlıyor.
Gelecek Pazartesi okul başlar.
Bir günde altı dersimiz var.
Bu cuma dersleriniz var mı?
Son iki dersi kaçırdım.
Tom sık sık okuldan kaçar.
O sık sık okula gelmez.
Dikiş dersleri alıyor.
Derslerden çok kaytarırdım.
Tom piyano dersleri alıyor.
Onun dersleri korkunç sıkıcı.
Tom piyano dersleri aldı.
Dersleri asmayın, tamam mı?
Onların sabahleyin dört dersi var.
Her öğrenci kişiselleştirilmiş dersleri hak ediyor.
Dersler ekimde başladı.
- Selden dolayı dersler ertelendi.
- Okullar sel nedeniyle tatil edildi.
Okul ertesi gün başlar.
Okul ne zaman başlıyor?
Tom yüzme dersleri alıyor.
Dersler geçen ay başladı.
Japonca sınıfı ne zaman başlayacak?
İtalyanca sınıfları ne zaman başlayacak.
Selden dolayı dersler ertelendi.
Dersler dün başlamış gibi görünüyor.
Yarın hangi derslerin var?
Hiç şarkı söyleme dersleri aldın mı?
Avrupa'da okul Eylül ayında başlar.
Neredeyse kimse aynı sınıflara gitmiyor.
Japonya'da okul nisanda başlar.
Çocuklar Sonbaharda okula geri giderler.
Pazartesi günü kaç dersiniz var?
Burada öğretiyorum.
Çocukken müzik dersleri aldım.
Bir haftada beş İngilizce dersimiz var.
- Okul 8:30'da başlar.
- Okul sekiz buçukta başlar.
Sınıflar gelecek hafta başlar.
- Dersin sonunda zil çalar.
- Zil, dersin sonunu duyurur.
Haftada bir kez piyano dersleri veriyor.
Onların haftada üç kez İngilizce dersleri var.
Haftada dört kez Fransızca dersimiz var.
O, İngilizce öğretir.
Öğrenciler onun derslerinde birçok soru sordular.
Benim derslerimi atlatırsan seni öldürürüm.
Tom Fransızca dersini çok sevmedi.
Öğretmenimiz sınıfa her zaman zamanında gelir.
Maria haftada bir kez piyano dersleri alır.
Cumartesi hariç her gün beş dersimiz var.
John hâlâ gece gazetecilik dersleri alıyor.
Tom ne kadar sıklıkta Fransızca dersleri alır?
Tom Mary'nin Fransızca derslerini ödedi.
Kız kardeşim haftada iki gün piyano dersleri alır.
Onun sabah iki ve öğleden sonra bir dersi var.
Ağustosta hiç ders yok.
Haftada bir kez piyano dersleri alır.
Neden geleneksel dil dersleri bu kadar sıkıcı?
Mary, Elven ormanındaki Cüce okulunda ders verir.
Derslere gitmezsem fizik öğretmenim umursamaz.
Öğretmen Tom'un sık sık sınıfta bulunmamasından endişeliydi.
Altı yaşındayken piyano derslerine başladı.
O, babamın öğrettiği bir öğrencidir.
Küçük kız kardeşimin haftada iki kez piyano dersleri var.
Yetişkin eğitimi projemizde yabancı dil dersleri vardır.
İtalyanca kursu ne zaman başlayacak?
O, müzisyenlik ve dansçılık dersleri alıyor; yüzme ve tenis derslerini saymıyorum.
Hiç Fransızca öğrettiniz mi? Evet, birkaç özel ders verdim.
Okullar Nisan'ın sekizinde açılıyor.
Dün, Tom bir motosiklet kazasında yaralandı, bu yüzden beden eğitimi dersine şimdilik katılamıyor.
Almayı istediğimiz derslere kayıt yaptırmak için yarın okula gidiyoruz.
İkinci sınıflara İngilizce öğretirim.