Examples of using "Zostawić" in a sentence and their turkish translations:
Her şeyi bırakın.
Bir mesaj bırakmak ister misiniz?
Beni yalnız bırakabilirsin.
Beni yalnız bırakır mısın?
Ben bir mesaj bırakabilir miyim?
Ben bir mesaj bırakabilir miyim?
- Işığı açık bırakmamı ister misin?
- Işığı açık bırakmamı ister misiniz?
Planlamayı bana bırakmalısın.
Tom'u yalnız bırakmalıyız.
Beni bırakır mısın?
Onu masanın üstünde bırakmış olabilirim.
Onu yarına bırakmalısın.
Birisi pencereyi açık bırakmış olmalı.
Seni burada bırakamam.
- Beni yalnız bırakabilir misin?
- Beni yalnız bırakır mısın?
Seni orada terk edemedim.
Biri suyu açık bırakmış olmalı.
Yapılacak en iyi şeyin bu ışığı açık bırakmak ve tüm böceklerin
Cüzdanımı otobüste bırakmış olabilirim.
Telefon numaramı bırakabilir miyim?
- Bunu yarına bırakmanınızın bir sakıncası var mı?
- Onu yarına kadar bırakır mısınız?
"Bir notunuz var mıydı?" "Yok, teşekkürler."
Tom'u öylece terk edemem.
Onlar bizi yalnız bırakmayacak.
Ben sizi tamamen tek başınıza orada bırakamazdım.
Tom şemsiyesini Mary'nin arabasında bırakmış olabilir.
Biz Tom'u burada tek başına bırakamayız.
Tom araba anahtarını Mary'nin odasında bırakmış olabilir.
Tehlike karanlıkta kol gezerken onları yalnız bırakma riskine giremez.
Kameranızı takside bırakmanız sizin dikkatsizliğinizdi.
Onun yakalamak için hangi yaklaşımı kullanmalıyız? Yapılacak en iyi şeyin, ışıkla birlikte bunu bırakıp