Examples of using "Sześć" in a sentence and their turkish translations:
(Altı ton)
Bizim altı tane yumurtamız var.
Birçok gitarın altı teli var.
O altı kişilik masa hazırladı.
Pastayı altı parçaya böldü.
Dokuz eksi altı kaçtır?
Altı ay sonra evlendiler.
Partide sadece altı kişi vardı.
Yaşamak için sadece altı ayı var.
Benimkinden daha uzak altı evde yaşar.
Altı ikiyle bölünürse cevap üçtür.
Onlar evi yapmak için altı ay harcadılar.
Altı yeni doğmuş yavru. Birkaç saatlikler.
Doktor öğleden sonra altı ev görüşmesi yaptı.
4, 6 ya da 12 ödeme yapabilirsin.
Beş yaşından beri okuyabiliyorum.
O hasta olduğu için altı haftadır hastanedeydi.
İki köpeğimiz, üç kedimiz ve altı tavuğumuz var.
İncil'e göre Tanrı dünyayı altı günde yarattı.
Altı ay önce sağ gözümdeki katarakt için bir ameliyat geçirdim.
Bugün ise sağ kalan altı türü var ve iki gruba ayrılıyorlar.
Rüzgâr sayesinde, enkazın altı kilometre batısına savrulduk.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
O, keki altı parçaya kesti ve çocuklardan her birine bir tane verdi.
Ama orası mağaranın içine göre en azından 20 derece daha sıcaktır.
Zürih'ten Boston'a uçmak sekiz saat sürer, ancak dönüş için sadece altı.
Bazıları 2.Ramses'in altı kadına ve 100'den fazla çocuğa sahip olduğunu söylüyorlar.
Yalnızca altı kilometre batıda ama bu bizim için kolay olmayacak.
Çitadan yedi kat ağır ve görüşü bizimkinden altı kat hassas.
Bir ağacı devirmek için sekiz saatim olsa, ilk altı saati baltayı bilemek için kullanırım.
Son altı yıldır okulda İngilizce öğrenmeme rağmen, hâlâ onu konuşmada iyi değilim.