Translation of "Mamy" in Turkish

0.025 sec.

Examples of using "Mamy" in a sentence and their turkish translations:

Mamy przerębel.

Bir balık avlama deliğimiz oldu!

Mamy go.

İşte böyle, onu aldık.

Mamy samolot.

Pekâlâ, bir uçağımız var.

Mamy helikopter.

Bir de helikopterimiz var.

Mamy wino.

Şarabımız var.

Mamy przechlapane.

- Mahvolduk.
- Ayvayı yedik.

Mamy klucz.

Bizim anahtarımız var.

Mamy wypadek.

Acil bir durumumuz var.

Mamy łódź.

Bizim bir teknemiz var.

Mamy owoce.

Meyvemiz var.

Mamy papieża.

Bir papamız var.

Mamy szczęście.

Biz şanslıyız.

Mamy wszystko.

Her şeyimiz var.

Mamy czas?

Zamanımız var mı?

Mamy problem.

- Bir sorunumuz var.
- Bir problemimiz var.

Mamy czas.

Zamanımız var.

- Nie mamy innego wyjścia.
- Nie mamy wyboru.

Başka seçimimiz yok.

Mamy Big Maca, mamy hamburgery z serem.

Big Mac lerimiz, Quarter Pounders larımız

I mamy kolację.

Akşam da yemek yiyelim.

Mamy przerębel. Sprawdźmy!

Bir balık avlama deliğimiz oldu. Şuna bakın!

Co tu mamy?

Burada ne var bakalım?

Mamy go, spójrzcie.

İşte böyle, bakın.

Mamy szczęście, prawda?

Bizim için harika.

Nie mamy czasu.

Hiç zamanımız yok.

Nie mamy cukru.

Bizde şeker yok.

Mamy potężne narzędzie.

Bizim güçlü bir aracımız var.

Mamy wielu przyjaciół.

Bir sürü arkadaşımız var.

Mamy jutro egzamin.

- Yarın bir testimiz var.
- Bizim yarın bir testimiz var.

Wszyscy mamy tajemnice.

Hepimizin sırları var.

Mamy większe problemy.

Daha büyük sorunlarımız var.

Mamy trzy minuty.

Üç dakikamız var.

Mamy trzydzieści minut.

Otuz dakikamız var.

Mamy jeszcze godzinę.

- Kalan bir saatimiz var.
- Bir saatimiz kaldı.

Mamy trzy godziny.

Üç saatimiz var.

Mamy tylko godzinę.

Sadece bir saatimiz var.

Mamy sporo jedzenia.

Bol miktarda yiyeceğimiz var.

Mamy drobny wypadek.

Biraz acil bir durumumuz var.

Nie mamy wyboru.

Seçeneğimiz yok.

Mamy wspólnych znajomych.

Bizim karşılıklı arkadaşlarımız var.

Mamy trzy samoloty.

Bizim üç uçağımız var.

Nie mamy owiec.

Bizim hiç koyunumuz yok.

Mamy trójkę dzieci.

Üç çocuğumuz var.

Mamy tylko herbatę.

Sadece çayımız var.

Ile mamy misek?

Kaç kâsemiz var?

Mamy jeszcze czas.

Hâlâ zamanımız var.

Mamy dwójkę dzieci.

- Bizim iki çocuğumuz var.
- İki çocuğumuz var.

Nie mamy pieniędzy.

Hiç paramız yok.

Nie mamy dowodów.

Hiç kanıtımız yok.

Nie mamy problemu.

Bir sorunumuz yok.

Chyba mamy problem.

Sanırım bir sorunumuz var.

Mamy problem, Tom.

Bir sorunumuz var, Tom.

Nie mamy szans.

Şansımız yok.

Nie mamy córki.

Bizim bir kızımız yok.

Mamy wspólnego przyjaciela.

Ortak bir arkadaşımız var.

Mamy naruszenie bezpieczeństwa.

Bir güvenlik ihlâlimiz var.

Mamy dużego psa.

Bizim büyük bir köpeğimiz var.

Mamy czworokątny stół.

Bizim kare şeklinde bir masamız var.

My mamy zaletę.

O avantajdı.

Nie mamy sanek.

Kar kızağımız yok.

Zawsze mamy rację.

Her zaman haklıyız.

Oboje mamy rację.

İkimiz de haklıyız.

Wszędzie mamy ludzi.

Her tarafta insanlar var.

Mamy duży problem.

Büyük bir sorunumuz var.

Śniadanie mamy rano.

Sabahları kahvaltı ederiz.

Nie mamy herbaty.

- Çayımız yok.
- Çayımız bitti.

Jaki mamy plan?

Planımız ne?

Mamy iść razem?

Birlikte gidelim mi?

Gdzie mamy iść?

Nereye gitmeliyiz?

Mamy mnóstwo czasu.

Çok zamanımız var.

Mamy sześć jajek.

Bizim altı tane yumurtamız var.

Nie mamy wody.

Suyumuz yok.

Nie mamy prądu.

Elektriğimiz yok.

- Mamy wszystkie potrzebne nam dowody.
- Mamy wszystkie dowody, których potrzebujemy.

İhtiyacımız olan tüm delillere sahibiz.

Ale nie mamy maczety.

Ama pala olmadan.

Więc co mamy zjeść?

Ne yemeliyiz?

Więc mamy walczyć? Dobrze.

Dövüşecek miyiz? Tamam, işte başlıyoruz.

Mamy misję do wypełnienia.

Tamamlamamız gereken bir görev var.

Mamy więc efekt domina.

Yani burada bir tür dalga etkisi var.

Mamy najwięcej do zrobienia.

En çok yapılacak şeye sahip olan biziz.

Mamy tu dwie opcje.

Pekâlâ, iki seçeneğimiz var.

Mamy wśród nas zdrajcę.

Aramızda bir hain var.

Nie mamy więcej chleba.

- Daha fazla ekmeğimiz yok.
- Ekmeğimiz kalmadı.

Mamy jeszcze mnóstwo czasu.

- Hala yeterince zamanımız var.
- Hala bol zamanımız var.

Ile mamy dzisiaj stopni?

Bugün hava kaç derece?

Pobiegłem do mojej mamy.

Ben annemin yanına koştum.

Rzadko mamy tu śnieg.

Biz burada nadiren kar görürüz.

Mamy tylko jedną mydelniczkę.

Bizim sadece bir sabunluğumuz var.

Mamy mnóstwo wolnego czasu.

Ayıracak bol zamanımız var.

W południe mamy lunch.

- Bizim gün ortasında öğle yemeğimiz var.
- Biz gün ortasında öğle yemeği yiyoruz.

Mamy ten sam problem.

Benzer sorunumuz var.