Translation of "Rozbić" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "Rozbić" in a sentence and their turkish translations:

Uważała, żeby nie rozbić okularów.

O, gözlüğü kırmamak için dikkatliydi.

Więc mam rozbić obóz na drzewie?

Demek ağaçta kamp kurmamı istiyorsunuz?

Uprzedzenie trudniej jest rozbić niż atom

- Önyargıları yok etmek atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur
- Ön yargıyı parçalamak bir atomu parçalamaktan daha zordur.

Do zrobienia omleta musisz rozbić jajko.

Omlet yapmak için bir yumurta kırmak zorundasın.

I rozbić na nim obóz, jak robią orangutany.

orangutanlar gibi yaparız. Ağaçta kamp kurarız

Więc mam rozbić obóz na drzewie? To chyba nie jest zły pomysł.

Ağaçta kamp kurmamı istiyorsunuz demek? Bu muhtemelen kötü bir fikir değil.