Examples of using "Trudniej" in a sentence and their turkish translations:
- Söylemesi kolay ama yapması zor.
- Kolaysa sen yap.
- Bekara karı boşamak kolaydır.
Ancak sessiz alan bulmak gitgide daha zor bir alıyor,
her zaman cevap verirken zorlanıyorum:
Annelerinin sesini takip etmeleri zorlaşıyor.
...gecenin karanlığıyla sessizliğine erişmek daha da zorlaşıyor.
Konsantre olmak benim için zorlaşıyor.
- Önyargıları yok etmek atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur
- Ön yargıyı parçalamak bir atomu parçalamaktan daha zordur.
propagandanın neye benzediğini bilmek daha da zor olabilir.
Tekrar inşa etmek ise çok daha zordur. Hayatında pişman olduğun bir şey var mı?
Bir ağaç ne kadar uzun olursa tırmanmak o kadar zor olur.
Buraya kadar gelerek harika bir iş çıkarttık, ama işler çok daha zor hâle gelmek üzere.
Buraya gelinceye kadar harika bir iş çıkarttık, ama işler çok daha zor hâle gelmek üzere.
Bir kadını memnun etmenin bir erkeği memnun etmekten daha zor olduğunun söylendiğini duydum. Doğru olup olmadığını merak ediyorum.
Burada nefes almak da zorlaştı. Bu meşale de artık çok ışık yaymıyor.