Examples of using "Połowie" in a sentence and their turkish translations:
20. yüzyılın ortasında ulaşabildi,
Ödülü yarı yarıya bölüşelim.
Hiçbir işi yarım yamalak yapma.
1990'ların ortasında sekiz yaşında bir çocuktum.
üst kısımda değil orta kısımda şişme gözlemleniyor.
ve ayı tarafından sadece yarısı sindirilmiş.
Hele ki yüksek çalıların arasında. Yolu yarıladılar.
Bu raporu bu sabahtan beri yazıyorum, fakat ben sadece yolu yarıladım.
Keşke senin konuştuğunun yarısı kadar iyi Fransızca konuşabilsem.
Tom istasyona zamanında varabilmek için işini yarım bıraktı.
Senin konuşabildiğinin yarısı kadar iyi İngilizce konuşabilsem, tüm dünyayı seyahat etme hakkında endişeli olmam.