Translation of "Drogi" in Turkish

0.025 sec.

Examples of using "Drogi" in a sentence and their turkish translations:

Szczęśliwej drogi.

İyi yolculuklar.

Nie znam drogi.

Yolu bilmiyorum.

Budowane przez nas drogi

İnşa ettiğimiz yollar

Drogi są zablokowane samochodami.

Sokaklar arabalarla tıkanmış.

- Szerokiej drogi!
- Miłej podróży!

- İyi yolculuklar.
- İyi yolculuklar!

Ten zegarek jest drogi.

Bu saat pahalı.

Dziękuję za wskazanie drogi.

Bana yolu gösterdiğiniz için teşekkürler.

Żona pomaga mi budować drogi.

Karım yol yapımında bana yardım ediyor.

W klasie zostawiono drogi aparat.

Sınıfta bırakılmış pahalı bir kamera vardı.

Zejdź mi z drogi, chłopcze.

Yolumdan çekil, çocuk.

Tory biegną równolegle do drogi.

Raylar yola paralel uzanıyor.

Wszystkie drogi prowadzą do Rzymu.

Tüm yollar Roma'ya çıkar.

Tom kupił sobie drogi zegarek.

Tom kendine pahalı bir saat aldı.

Nie znam drogi do domu.

Eve giden yolu bilmiyorum.

Ten telefon jest naprawdę drogi.

Bu cep telefonu hakikaten pahalı.

Jak myślicie? Obie drogi są trudne.

Ne düşünüyorsunuz? İkisi de çok zor.

Byliśmy dopiero na początku tej drogi

Açıkçası yolun başındayız,

Pasang buduje drogi od 53 lat.

Sherpa 53 yıldır yollar inşa ediyor.

Ten garnitur wygląda na naprawdę drogi.

O elbise pahalı bir görünüme sahip.

Kiedy dinozaury były na początku swojej drogi.

dinozorların dünyamıza yeni yerleşmesiyle başlıyor.

Więc teraz szukamy innej drogi w dół.

Tamam, şimdi başka bir iniş yolu bulacağız.

Pobocze drogi to doskonałe miejsce na spotkanie.

Yol kenarındaki bu açıklık tam buluşmalık bir yer.

Drogi powstają przez to, że nimi chodzimy.

- Yollar biz yüdükçe oluşur.
- Yollar biz yürürsek meydana gelir.

Co ty robisz, kupując tak drogi dom?

O kadar pahalı bir ev satın alarak ne yapıyorsunuz?

Ponieważ nie znali drogi, zaraz się zgubili.

Yolu bilmediklerinden, çok geçmeden kayboldular.

Nasza szkoła jest dziesięć minut drogi stąd.

Okulumuz buradan on dakikalık yürüyüş mesafesinde.

Ten płaszcz jest fajny, ale zbyt drogi.

Bu ceket güzel ama çok pahalı.

Nowe drogi były budowane jedna po drugiej.

Yeni yollar birbiri ardına inşa edildi.

- Mój drogi Pepe! - Jak podróż? Jak się masz?

-Sevgili Pepe! -Yolculuğun nasıldı? Nasılsın?

Gdybym mógł go wykorzystać, dostałbym się do drogi.

Bunu kullanabilirsem beni yola indirecektir.

Zwłaszcza w wysokiej trawie. Są w połowie drogi.

Hele ki yüksek çalıların arasında. Yolu yarıladılar.

Wszystkie drogi prowadzące do miasta pełne były samochodów.

Şehre gelen tüm yollar arabalar dolu.

Nie możemy znaleźć drogi z powrotem do domu.

Eve dönüş yolunu bulamayız gibi görünüyor.

Uważaj, żebyś nie jechał po złej stronie drogi.

Yolun yanlış tarafından sürmemeye dikkat et.

A teraz kanion zmusza nas do zboczenia z drogi.

Ve şimdi de, kanyon bizi rotamızı değiştirmeye zorluyor

Stad do mojego wujka są dwie godziny drogi samochodem.

Buradan amcamın evine gitmek iki saat sürer.

Płaszcz o którym opowiadała, że chciał kupić był bardzo drogi.

Onun istediğini söylediği ceket son derece pahalıydı.

Gdyby Tom miał dużo pieniędzy, prawdopodobnie kupiłby sobie drogi samochód.

Tom'un çok parası olsa muhtemelen kendine pahalı bir araba alır.

Singapur... miasto-ogród, nieskazitelne drogi wodne i ponad dwa miliony drzew.

Singapur. Tertemiz su yollarına ve iki milyondan fazla ağaca sahip bu bahçe şehir,

Jeśli myślisz, że jednak można stąd dotrzeć do drogi, wybierz „Spróbuj ponownie”.

Hâlâ buradan yola çıkabileceğinizi düşünüyorsanız "Yeniden Dene"yi seçin.

Nadal mamy ponad połowę drogi na szczyt góry. Naprawdę już jesteś wykończony?

Dağın zirvesine varmak için hâlâ yarıdan fazla gidecek yolumuz var. Gerçekten çok yorgun musunuz?

Jeśli zostaniesz ukąszony, masz około 60 minut, nim jad zacznie blokować twoje drogi oddechowe.

Eğer sokulduysanız zehir solunum yollarınızı tıkamadan önce 60 dakikanız var demektir.