Translation of "Tam" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Tam" in a sentence and their turkish translations:

- Spójrz tam.
- Popatrz tam.

Oraya bak.

- Usiądź tam.
- Usiądźcie tam.

Otur orada.

Tam!

İşte başlıyoruz!

Tam jest.

İşte orada.

Chodźmy tam.

Oraya bir bakalım.

Była tam.

İşte orada.

Była tam.

sonunda buldum.

Zostań tam.

Orada kal.

Byłeś tam?

Orada mıydın?

Stań tam.

Orada durun.

Kto tam?

Kim var orada?

Jestem tam.

Ben oradayım.

- Ktoś tam jest?
- Czy ktoś tam jest?

Orada kimse var mı?

- Jak mogę się tam dostać?
- Jak mogę tam dojść?
- Jak mogę tam dojechać?

Oraya nasıl gidebilirim?

- Jadę tam co roku.
- Jeżdżę tam co roku.

Her yıl oraya giderim.

- Cześć, jest tam ktoś ?
- Halo, jest tam kto?

Merhaba, kimse var mı?

- Nie chcesz tam iść.
- Nie chcecie tam iść.

Oraya gitmek istemiyorsun.

- Ja tam też poszłam.
- Ja tam też poszedłem.

Ben de oraya gittim.

- Naprawdę chcesz tam iść?
- Naprawdę chcesz tam jechać?

Gitmeyi ciddi olarak düşünüyor musun?

- Muszę tam jutro iść.
- Muszę tam jutro jechać.

Yarın oraya gitmek zorunda olacağım.

Tam u góry.

Hemen yukarıda.

Spójrzcie, tam jest.

Evet, bakın. Burada.

Kiedy tam dotrę?

Oraya ne zaman varırım?

Chciałem tam pójść.

Ben oraya gitmek istedim.

Tam jest łazienka.

Tuvalet orada.

Oni tam żyją.

Onlar orada yaşıyor.

Kogo tam spotkałeś?

Orada kimle karşılaştın.

"Kto tam?" "Ja."

"Kim o?" " Benim."

Jak tam wycieczka?

Yolculuğun nasıldı?

Jest tam kto?

- Burada biri var mı?
- Burada kimse var mı?

Będę tam jutro.

Yarın orada olacağım.

Muszę tam iść?

Oraya gitmem gerekiyor mu?

Widzisz tam coś?

Orada bir şey görebiliyor musun?

Rzadko tam bywał.

O, nadiren oraya giderdi.

Byłem tam wczoraj.

Dün oradaydım.

Widziałeś tam kogoś?

Orada birini gördün mü?

Wszyscy tam będą.

Herkes orada olacak.

Chcę tam iść.

Oraya gitmek istiyorum.

Byłem tam już.

Daha önce orada bulundum.

Tom będzie tam.

Tom orada olacak.

Ktoś tam jest.

Orada dışarıda biri var.

Bądź tam ostrożny.

Orada dikkatli ol.

Zaraz tam będę.

- Ben hemen orada olacağım.
- Ben derhal orada olacağım.

Poszedł tam osobiście.

- O, tek başına oraya gitti.
- O, oraya kendisi gitti.

Zamierzam tam pójść.

Oraya gitmek niyetindeyim.

Znalazłem tam Toma.

Tom'u orada buldum.

Chodzi tam codziennie.

O, her gün oraya gider.

Tam spotkam Toma.

- Tom'la orada buluşacağım.
- Tom ile orada buluşacağım.

Jak tam spotkanie?

Toplantı nasıldı?

Polecę tam samolotem.

Oraya uçakla gideceğim.

Coś tam jest.

Orada bir şey var.

Byli tam chwilę.

Onlar bir süredir oradalar.

Był tam wtedy.

O, o zaman buradaydı.

Pojechał tam sam.

O, oraya kendisi gitti.

Tam jest pies!

Bir it var!

Żyła tam sama.

O, orada tek başına yaşadı.

Znałem tam wszystkich.

Oradaki herkesi tanıyordum.

Byłbyś tam bezpieczny.

Orada güvende olursun.

Tom tam pracował.

Tom orada çalıştı.

Wszystko tam jest?

Her şey orada mı?

Ktoś tam był.

Birisi oradaydı.

Tam jest stół.

Bir masa var.

Tam jest defekt.

Orada bir kusur var.

Co tam znalazłeś?

Orada ne buldun?

Widziałem Ciebie tam.

Seni orada gördüm.

Widziałeś ją tam?

Orada onu gördünüz mü?

Dlaczego tam byłeś?

Niçin oradaydın?

Odkryto tam złoto.

Altın orada keşfedildi.

Planuję tam pojechać.

Ben oraya gitmeyi planlıyorum.

Widzisz tam cokolwiek?

Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?

Idę tam teraz.

Ben şimdi oraya gidiyorum.

Tam jest zimno.

- O yer çok soğuk.
- Orası çok soğuk.

Ktoś tam jest?

Orada kimse var mı?

Tam jest hotel.

Otel orada.

Tam jest potwór.

Orada bir canavar var.

Tam jest Tom.

Tom orada.

- Mogę tam teraz wejść?
- Czy teraz mogę tam wejść?

Şimdi oraya girebilir miyim?

- Tom poszedł tam sam.
- Tom poszedł tam bez nikogo.

Tom oraya tek başına gitti.

- Tom chodzi tam każdego dnia.
- Tom chodzi tam codziennie.

Tom her gün oraya gider.

- Czy jest tam twoja siostra?
- Jest tam wasza siostra?

Kız kardeşin orada mı?

I wszystko, co tam mieszka nie będzie chciało tam być.

ve orada yaşayan ne varsa orada kalmayı artık istemeyecektir.

- Żałuję, że tam nie pojechałem.
- Żałuję, że tam nie poszedłem.

Ben oraya gitmediğime pişmanım.

- Nigdy tam przedtem nie byłem.
- Nigdy tam przedtem nie byłam.

Daha önce orada hiç bulunmadım.

- Dołączę tam do was później.
- Dołączę tam do ciebie później.

Ben size orada sonra katılacağım.

- Odwiedź go od pójścia tam.
- Powstrzymaj go przed pójściem tam.

- Onun gitmesini engelleyin.
- Onun gitmesini engelle.

- Wiesz co się tam dzieje?
- Wiecie co się tam dzieje?

Orada neler olduğunu biliyor musun?

Ale przynajmniej tam jest.

Ama en azından orada olduğunu biliyorum.

Tam jest mała jodła.

Bakın, küçük bir köknar ağacı.

Spójrzcie, tam jest droga.

Bakın, aşağıda bir yol var.

Tam jest mała jodła.

Bakın, bir köknar ağacı.

Spójrzcie, tam widać drogę.

Bakın, aşağıda bir yol var.