Examples of using "Sama" in a sentence and their turkish translations:
Yalnız da değil.
- Mum kendiliğinden söndü.
- Mum kendi kendine söndü.
Yalnız mı yaşıyorsun?
Mum kendi kendine söndü.
O, orada tek başına yaşadı.
Tek başıma olmayı seviyorum.
O bunu tek başına yaptı.
Hafta sonunu tek başına geçirdi.
O, kendi başına uyandı.
Yalnız da değil.
Buraya yalnız geldin mi?
O, onun hepsini kendi yaptı.
Onu kendim yapmayı tercih ederim.
Yalnız olmayı sevmiyorum.
Büyükannem tek başına yaşıyor.
Artık yalnız değil.
O tek başına gitmemeli.
Onun yalnız geleceğini düşündüm.
düşük kaliteli uyku olabilir.
çünkü teknolojinin kendisi
- Karanlıktan sonra yalnız yürüme.
- Hava karardıktan sonra yalnız yürümeyin.
Tom'la kendim konuşmak istiyorum.
Hiroko orada tek başına oturdu.
Tom Mary'ye yalnız yüzmemesini söyledi.
Ancak bunu tek başıma yapamazdım.
- Onu ben kendim yaptım.
- Kendim yaptım.
Bu valizi tek başıma taşıyamam.
Mary kendi gelinliğini yaptı.
Annenin dönüp onu bulması gerek. Tek başına.
Kamboçya'da, hali hazırda bir yetimhane kurduktan sonra.
O, odasında tek başına bir kitap okuyordu.
Onun oraya yalnız gitmesine itiraz ediyorum.
ve bu ideolojiler çok benzerdir.
Ben tek başıma karar verdim.
Ben bunu kendim yapabildim.
Tom Mary'nin oraya kendi başına gitmesi konusunda ısrar etti.
Eğer beni o öldürmezse galiba bunu kendim yapacağım.
Bu aynı şey.
Çek Cumhuriyeti'nin bayrağı Filipinler'inkiyle neredeyse aynıdır.
Zaman değişebilir ama insan doğası aynı kalır.
Gerçekten tek başına gitmeliydin.
Başka birisi yardım etmeyeceği için, ona onun kendisi yardım etti.
Bununla tek başına ilgilenmek zorunda kalacaksın.
Bugün, Lakchmamma yerli tapınağında şükran duaları ediyor.
Ona bir şey öğretecek bir annesi ya da babası yok. Tek başına.
Yabancı bir ülkede yapayalnızım.
Ben evde yalnız olmaktan hoşlanmıyorum.
Burada yalnız mıydın?
Sana bu nedenle yalnız gitmemeni söylüyorum.
Onu tek başıma yaptım.
Geç oluyor ve eve yalnız gitmekten hoşlanmıyorum. Sakıncası yoksa gitmek zorundayım.