Examples of using "świeci" in a sentence and their turkish translations:
Güneş parlıyor.
Güneş ışıl ışıl parlıyor.
Güneş geceleri de parlar.
Ay geceleyin parıldar.
Güneş fırtınadan sonra daha parlak parla.
Ay'ın kendi ışığı yoktur.
Birçok yıldız gökyüzünde parlıyor.
İtalya'da hava her zaman güneşlidir.
- Her parlayan şey altın değildir.
- Her gördüğün sakallıyı deden sanma.
- Her sakallıyı deden sanma.
Ama bu gece Ay parlak. O yüzden flamingoların şansı var.
Bu tüylü bir çöl akrebi ve dış iskeletinin nasıl parladığına baksanıza.
Akreplerin morötesi ışık altında neden parladığı gizemini korumaktadır.