Examples of using "Także" in a sentence and their turkish translations:
Ama rakipleri de var.
şerifler kasabaya yerleştiği zaman.
Bir erkek puma. O da ava çıkmış.
O da gidecek.
Ben de.
Ben de seni seviyorum.
Güneş geceleri de parlar.
Ben de gittim.
ölüm riski ile ilişkili olduğunu biliyoruz.
aynı zamanda takip edilecek bir şey de sunuyor.
kamyon ve otomobik sürücüleri
Bir mimarın hayatı da muhteşemdir.
...çitalar da av yakalamış.
Ashland'da da su var.
Yunanlar da sık sık balık yerler.
Tom da plajdaydı.
Tom da Fransızca konuşabilir.
O da Çince öğreniyor.
koçluk yapmayı bitirdi.
Bu aynı zamanda akciğer kanserine neden olabilir.
Onu ben de açıklayamam.
aynı zamanda arzulara -- evet, arzulara -- hayallere ve tutkulara da cevap verir.
Karanlıkta keşfe çıkarak... ...yeni davranışlar da ortaya çıkarıyoruz.
Diane de üvey kız kardeşin, George.
- O da doğru.
- O da doğrudur.
o yüzden gündelik aktivitelerin kısa videolarını da yaptık,
- Kendisi iyi bir yüzücüdür ayrıca güzel de tenis oynar.
- O iyi bir yüzücüdür ve ayrıca güzel tenis oynar.
Ben ona sadece biraz tavsiye vermedim, ona biraz para da verdim.
Ama bizim İngiltere'deki yardım hattımıza gelirseniz, siz de gülüşmeler duyarsınız.
Bu çiçekler sadece güzel değil, aynı zamanda güzel kokuyorlar.
1000 yılına gelindiğinde, Venedik Doçları kendilerine Dalmaçya Dükü de diyorlardı.
onlarından politikalarını her yıl yapılan referandumla seçiyorlar. (keşke bizde de olsa :/)
Kadırgalar ayrıca baharat, ipek veya değerli taşlar gibi yüksek değerli kargoları taşımada da kullanılırdı.
Ancak Venedik'in gücü yapmış oldukları zekice müzakerelerden ve şahsi çıkar anlayışlarından da gelir.
Kral, ikna oldu, terzilere kıyafet hazırlamalarını söyledi ama bu malzemeyi de göremedi.
Şehirlerimizin her türden vahşi yaşama yuva olduğu bir gelecek. Sadece geceleri değil, aynı zamanda... ...gündüzleri de.
Diğer insanlar tarafından nefret edilmekten korktuğunu söylüyorsun fakat bizzat senin de hoşlanmadığın bazı insanlar vardır, değil mi? Rakamsal olarak konuşursak, senin hoşlanmadığın ve senden hoşlanmayan eşit sayıda insan vardır. Birisiyle ilgili nefretinden vazgeçsen, başka biri de senden nefret etmekten vazgeçecektir demiyorum; bu sadece sen birinden nefret edersen, o zaman başka biri de senden nefret eder gerçeğini değiştiremezsin anlamına gelir. Sadece vazgeçip ve o gerçeği kabul edersen hayat çok daha kolay olacaktır.