Translation of "문제가" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "문제가" in a sentence and their turkish translations:

수면에 문제가 생깁니다.

uyku problemleri yaşıyoruz.

그러나 문제가 지속하고

Ama bu problemlerin devam etmesi

‎그런데 문제가 생겼군요

Ama bir sorun var.

‎하지만 문제가 있네요

Ama bir sorun var.

다른 검사에선 문제가 없었습니다.

Diğer tahlillerde bir sorun yoktu,

거대충돌설은 여전히 문제가 있었고

Dev çarpışma teorisinin başı hala dertteydi

‎그런데 큰 문제가 있군요

Ama büyük bir sorunu var.

그게 정말 문제가 됐죠.

Bu ciddi bir problemdi.

그때부터 진짜 문제가 시작되죠.

Tam da burada, gerçek sorunlar başladı.

기후 변화는 단순한 문제가 아니라

Sorun, iklim değişikliği değil.

여기서 무언의 기준은 문제가 됩니다.

dile getirilmeyen kurallar sorun doğurur.

우리의 문제가 크다고 생각하기 때문입니다.

çünkü büyük bir sorunumuz olduğunu düşünüyorum.

주변 사람들에게 저는 문제가 되죠.

Çevremdekilere karşı geçimsiz bir hâle geliyorum.

하지만 그건 그리 큰 문제가 아니죠.

Ama belkide bu çok önemli değil.

해결불가능한 문제가 풀수 있는 문제로 바뀝니다.

bu problemi imkansızdan çözülebilir bir şeye dönüştürürüz.

이 비용 문제가 이 상황의 핵심입니다.

Bu fiyatlar meselenin gerçekten de özünde.

혼자서 하는데는 여러 가지 문제가 있습니다.

Meğer tek başınıza yaparken birçok sorun yaşanıyormuş.

저희가 주목해야 할 더 심각한 문제가 있습니다.

dikkate değer, daha önemli bir şey var.

그 문제가 여러분의 전공과 관련한 것이 아니더라도

ve belki de uzmanlık alanınızın dışında olsa da

‎그런데 문제가 있군요 ‎쿠퍼매들이 이들을 노리는 겁니다

Ama bir sorun var. Cooper atmacaları geleceklerini biliyor.

그렇다면 이것이 가난은 문제가 되지 않는다는 의미일까요?

Bu, aslında... Yoksulluğun önemli olmadığı anlamına mı geliyor?

그러나 미국이 후세안을 교체하려고 하자 문제가 발생하였다.

Amerika, Irak'tan çekilmeyince, işler iyice sarpa sardı.

여기서 큰 문제가 하나 있습니다: 모든 세계지도는

Ve büyük bir sorun var: Bu projeksiyonlardan her biri şekilde, mesafe de,

이 문제가 미국에서나 볼 수 있는 문제라는 것입니다.

bu Amerika'nın problemi.

만약 그 식물종들 중 단 하나라도 문제가 발생한다면,

bu türlerden yalnızca birine bir şey olsa bile

하지만 오늘날 우리가 직면한 더 중요한 문제가 있죠.

Ama bugün karşılaştığımız önemli soru şu:

인종 차별 문제가 미국보다 더 중요하다는 것도 압니다.

ve ırkçılık da Amerika'dan daha üstün.

‎혼자 잠수할 때는 ‎장비에 문제가 생기면 안 돼요

Yalnız dalış yaparken, ekipmanımla ilgili her şey mükemmel olmalı.

오늘날, 편견과 수치의 대상이 된 문제가 하나 더 있습니다.

Bugün suçlama ve karalama farklı bir konuda yapılıyor.

왜 기후변화 문제가 중요한지를 그 사람들한테 얘기하고 싶은데 말이죠."

Onlara iklim değişikliğinin önemini anlatmak istiyorum."

문제가 되는 건 아래로 내려가면 방향을 유지하기 힘들단 거죠

Bunun zor olan yanı, aşağıdayken yönümüzü belirlemek olacak.

한가지 문제가 있었습니다 이번에는 군부가 대중의 지지를 받지 못했습니다

Bir sorun vardı. Askerler bu sefer halkın desteğini alamadı

그들이 가정을 이루고 아이를 키울 때 문제가 발생할 수 있습니다.

bu yüzden sonrasında kendileri ebeveyn olmada zorlanıyorlar.

매우 조금의 이득만을 챙겨도 되지. 그리고 이런 방법은 문제가 있다고 할 수 있어.

elde etmiyor, Ve bu da bir problem.