Translation of "있었고" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "있었고" in a sentence and their turkish translations:

포스트잇이 있었고,

benimkiler Post-it ile doluydu.

심한 복통이 있었고,

Felç edici kramplar yaşıyordum,

거대충돌설은 여전히 문제가 있었고

Dev çarpışma teorisinin başı hala dertteydi

하지만 트롤들은 차원을 넘나들고 있었고

Bu troller ise boyutlar arasında geçişler yapıyorlardı

저는 전국에서 가장 큰 도시에 있었고,

ülkedeki en büyük şehirdeydim.

저는 기숙사문제도 있었고, 버블이 터지면서 회사도 닫아야했습니다.

ve yurt odamdan yaptığım işi çöküşte kapatmak zorunda kalmıştım

저는 저와 같은 사람들의 세계에 들어가고 있었고

Aynı benim gibi olan insanların dünyasına giriyordum;

제가 얼마나 깊이 고립되어 있었고 그렇게 살아왔는지가요.

net bir şekilde görebildim.

사람들은 고통에서 벗어나기 위해 발버둥 치고 있었고

İnsanlar zorluk ve acı çekiyordu,

하지만 결국 전문 대학에 갈 수 있었고

Ama nihayetinde devlet üniversitesine giderek

‎그들은 말 그대로 ‎자연 안에 살고 있었고

Resmen doğanın içindeydiler.

왜냐하면 그 이야기 깊숙이에는 또 다른 이야기가 있었고

çünkü onun altında başka bir hikâye daha var

작년, 전 세계 12개 지역이 전쟁을 겪고 있었고

Geçen yıl dünyada 12 süregelen savaş,

북부에 터전을 잡을 수 있었고 그 후로도 계속 살았어요.

Eyaletin kuzeyine bir kez gittim, bir daha da ayrılmadım

우리는 형사 사건 마지막에 보석금을 돌려준다는 걸 알고 있었고

Kefalet parasının bir ceza davası sonunda geldiğini biliyorduk,

아이는 파랗게 질려서 축 쳐져 있었고, 숨을 쉬지 않았습니다.

Mavi ve yumuşaktı ve nefes almıyordu.

저는 이런 방법들이 상황을 피하는데 도움이 된다는 걸 알고 있었고

ve her iki seçeneğin de beni bu durumdan kurtarabileceğini bilsem de