Examples of using "Trattenere" in a sentence and their turkish translations:
fikrinin kabul edilmediği bir iş yeriyle konuştum.
O gözyaşlarını tutamadı.
Tom gözyaşlarını tutmaya çalıştı.
Büyükbabam artık idrar tutamıyor.
Nefesini daha uzun süre tutabilir hâle geliyorsun.
O, ağlamayı engelleyemedi.
Tom öfkesini zaptedemedi.
Mary öfkesini tutamadı.
Tom beş dakika boyunca nefesini tutabilir.
Arşidük Charles Fransızları ertelemek için sadece küçük bir artçı birliği bırakmıştı.
eyaletler, her çalışanın maaşından bir paya el koydular.
Nefesini tutma.
Öfkemi frenleyemedim.
Affedersiniz hanımefendi, önünüzde böyle ağlıyor olmaktan utandım ama gözyaşlarıma hakim olamıyorum.