Examples of using "Nonno" in a sentence and their turkish translations:
Ben bir büyükbabayım.
Dedesini çok sever.
Merhaba büyükbaba.
Büyükbabama yardım ediyorum.
O bana dedemi hatırlatıyor.
- Dedeye selam söyleyin.
- Büyükbabaya selam söyleyin.
- Büyükbabaya selamlarımı iletin.
- Dedeye selamlarımı iletin.
- Ona dedesinin adı verildi.
- Adını dedesinden almış.
Büyükbabana göz kulak ol.
Büyükbabanın adı ne?
Büyükbabam Osaka'lıdır.
Büyükbabama yardım etmeye çalıştım.
Dedem 1920'de doğdu.
Tom büyükbabasıyla akşam yemeği yedi.
O tıpatıp büyükbabası gibidir.
Tom benim dedem.
Bu benim büyükbabam.
Büyükbabam okumayı sevdi.
Büyükbabam doksanlı yaşlarında.
Büyükbabam hasta.
Dedem okumayı sever.
Deden ne yapıyor?
Oğluma dedemin adını verdik.
Onun büyükbabası huzur içinde vefat etti.
Tom büyükbabası tarafından büyütüldü.
Dedeme bakıyorum.
Deden kaç yaşında?
Büyükbabam çok yavaş konuşur.
Büyükbabam bir çiftçiydi.
Büyük babam bu sene yetmişine girecek.
Dedem marangoz.
Dedem erken kalkar.
Büyükbabam bir değirmenciydi.
- Deden çok hoş biri.
- Deden çok karizmatik.
Büyükbabam bir arkeologdu.
Dedem oldukça uzundu.
- Dedem araba kullanmıyor artık.
- Dedem artık araç kullanmıyor.
Dedem marangoz.
Mary dedesinin hikayelerini dinledi.
Büyükbabam bize eski şeylerden bahseder.
Büyükbabam üç yıl önce vefat etti.
Dedemin tekerlekli sandalyesini gördün mü?
Büyükbabam köpeği olmadan yürüyemez.
Büyükbabam İkinci Dünya Savaşı'nda öldü.
Büyükbabam artık idrar tutamıyor.
Büyük annem ve büyük babam için kaygılanıyoruz.
Büyükbaba ve büyükanne hakkında endişeleniyoruz.
dedem gibi esmer insanlarla bağlantı kurabiliyor
Onun büyükbabası kaç yaşında olabilir?
Kız büyükbabasıyla okuyor.
Büyükbaba bana doğru kafasını salladı.
Büyükbabam başını salladı ve gülümsedi.
Bu hafta dedemi ziyaret edeceğiz.
Dedem ben çocukken öldü.
Benim büyükbabam kısmen Hintliydi.
Bu büyükbabamın saatiydi.
Dedem çok sağlıklı.
Tom, Mary'nin büyükbabasıdır.
- Tom dedem yaşında adam.
- Tom dedem olacak kadar yaşlı.
Büyükbabam savaşta yaralandı.
Büyükbabam beş yıl önce öldü.
Dedem her gün ilaç alır.
Onu görünce dedem aklıma gelir.
Kız, büyükbabasıyla okuyor.
Dedem her sabah yürür.
Onu dedesi büyüttü.
Oğlan, dedesiyle konuşuyor.
Büyükbabam bir baston olmadan yürüyemiyor.
Tom, Mary'nin dedesi, değil mi?
Dedem yüzemeyecek kadar yaşlandığını söylüyor.
Dedesi dün gece hastanede vefat etti.
Dedem doğduğu aynı odada öldü.
- Haftada iki üç kez dedemle görüşüyordum.
- Dedemle haftada iki üç kez görüşüyordum.
hatta büyükbabası da krem peynir yaparmış.
Büyükbaba kanepede uyukluyor.
Büyükbabam her zaman, şu ya da bu nedenle söyleniyor.
Büyükbabam her zaman bu sandalyede oturur.
Hem büyükbabam hem de büyükannem öldü.
Büyükbabam benim doğumumdan kısa bir süre sonra ölmüş.
Dedesi geçen yıl kanserden öldü.
Büyükbabamın resmi duvardadır.
Büyükbabamın fotoğrafı duvarda.
Büyükbabam bana bir doğum günü hediyesi verdi.
Büyükbabam hâlâ yeni fikirleri almak için çabalıyor.
Büyükbabam kendisi için mobilya yapardı.
Büyükbabam seksen yaşında bir hastalık nedeniyle hayatını kaybetti.
Büyükbabam 90 yaşında ve çok canlı.
Büyükbabamın kar beyazı saçı var.
Bebeğe dedesinin adı olan Richard kondu.
Dedem savaş sırasında askerdi.
Dedemin evi o sokaktaydı.
Dedemin göğsünde bir şarapnel parçası var.
Dedemin evine hiç gitmedim.
Dedem doksan dokuz yaşına kadar yaşadı.
Dedem her gün yürüyüşe çıkar.
Büyükbaba doksan altı yaşında olmaktan mutlu değil.
Dedem doğum günü pastası üzerindeki 97 tane mumu üfledi.