Translation of "Tana" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Tana" in a sentence and their turkish translations:

- Tana!
- Casa!

Ev!

Non usciva dalla tana.

O yuvadan çıkmayacaktı.

La tana è piuttosto distante.

Yuvasına çok mesafe var.

È forte entrare nella tana di un serpente.

Bir yılan kuyusuna inmek her zaman heyecan vericidir.

È forte scendere nella tana di un serpente.

Bir yılan kuyusuna inmek her zaman heyecan vericidir.

E non è più tornata in quella tana.

O yuvaya bir daha dönmedi.

Non l'ho trovata. Non era nella sua tana.

Onu bulamadım. Yuvasında yoktu.

Spesso vado dove c'era la sua tana principale.

Sık sık yuvasının olduğu yere gidiyorum.

Ho pensato di aiutarla a tornare fisicamente nella tana.

Yuvasına dönmesi için fiziksel olarak yardım etmeyi düşündüm.

Siamo pronti. È forte scendere nella tana di un serpente.

Ve işte hazırız. Bir yılan kuyusuna inmek her zaman heyecan vericidir.

Sarà la prima volta che la cucciolata lascerà la tana.

Yavrular ilk defa yuvalarından çıkacak.

E poi l'ho vista fuori dalla tana, viva a malapena.

Sonra bir baktım ki yuvanın dışına sürüklenmiş, ölmek üzere.

Era fuori dalla tana, si muoveva vicino al limite della foresta.

Yuvasından çıkmış, ormanın kenarında dolaşıyordu.

Ed è proprio nel retro della tana, non si muove molto.

Yuvanın en arkasında, pek hareket etmiyor.

Siamo pronti ad andare. È forte scendere nella tana di un serpente.

Ve işte hazırız. Bir yılan kuyusuna inmek her zaman heyecan vericidir.

Tenendo gli altri tentacoli attaccati alla tana e le ventose in posizione.

Diğer tüm kollarını yuvasına bağlı tutuyor, vantuzlarını ayırmıyordu.

Per aiutarlo a trasmettere il messaggio, la tana a imbuto funge da amplificatore.

Mesajını daha iyi iletebilmek için deliğini huni gibi kullanarak sesinin hacmini arttırıyor.

Ed è allora che ha lasciato la tana e si è spaventata davvero.

İşte o zaman yuvasını terk etti ve çok korktu.

E ha un metodo fantastico per raccoglierle con le ventose e delicatamente buttarle fuori dalla tana.

ve onları vantuzlarıyla kaldırıp nazikçe yuvasından atmaya başladı.