Examples of using "Tana" in a sentence and their turkish translations:
Ev!
O yuvadan çıkmayacaktı.
Yuvasına çok mesafe var.
Bir yılan kuyusuna inmek her zaman heyecan vericidir.
Bir yılan kuyusuna inmek her zaman heyecan vericidir.
O yuvaya bir daha dönmedi.
Onu bulamadım. Yuvasında yoktu.
Sık sık yuvasının olduğu yere gidiyorum.
Yuvasına dönmesi için fiziksel olarak yardım etmeyi düşündüm.
Ve işte hazırız. Bir yılan kuyusuna inmek her zaman heyecan vericidir.
Yavrular ilk defa yuvalarından çıkacak.
Sonra bir baktım ki yuvanın dışına sürüklenmiş, ölmek üzere.
Yuvasından çıkmış, ormanın kenarında dolaşıyordu.
Yuvanın en arkasında, pek hareket etmiyor.
Ve işte hazırız. Bir yılan kuyusuna inmek her zaman heyecan vericidir.
Diğer tüm kollarını yuvasına bağlı tutuyor, vantuzlarını ayırmıyordu.
Mesajını daha iyi iletebilmek için deliğini huni gibi kullanarak sesinin hacmini arttırıyor.
İşte o zaman yuvasını terk etti ve çok korktu.
ve onları vantuzlarıyla kaldırıp nazikçe yuvasından atmaya başladı.