Examples of using "Scendere" in a sentence and their turkish translations:
Aşağıya mı?
Sen bu kadar erken çıkmak zorunda değildin.
- Onun alt kata geldiğini duyduk.
- O aşağıya inerken ayak seslerini duyduk.
Buradan inmenin bir yolunu bulmalıyım.
Tamam, aşağı inmeliyiz. Hadi!
Tamam, şimdi başka bir iniş yolu bulacağız.
Bu girişmeyeceğim bir mücadele. Aşağı ineceğiz.
Bu aşağı iniş güzergâhımız olacak.
Onun merdivenlerden aşağı gittiğini duydum.
Bir sonraki durakta inmek istiyorum.
Onun alt kata geldiğini duydum.
Durana kadar otobüsten inme.
Hisse senedi fiyatları düşebilir.
Sıcaklık burada eksi 30 dereceye kadar düşebiliyor.
Bu dağdan inip Dana'yı aramalıyız.
Bir yılan kuyusuna inmek her zaman heyecan vericidir.
aşağı ulaşmanın yolunu arayacağım.
Doların değeri düşmeye başladı.
Pekâlâ, kanyondan inip aşağıda parlayan metalin
Bakın, burası dikleşiyor. O taraftan aşağı inmezdim.
Ve işte hazırız. Bir yılan kuyusuna inmek her zaman heyecan vericidir.
Onlarca metre olmalı. Buradan aşağı inmeye imkân yok.
Dana'yı kurtarmak için bu tepeden aşağı inmenin en hızlı yolu ne?
Dana'yı kurtarmak için bu tepeden aşağı inmenin en hızlı yolu ne?
Ya da su olan tünelden gidebiliriz. Suyun olduğu yerde yaratıklar da vardır.
Ve işte hazırız. Bir yılan kuyusuna inmek her zaman heyecan vericidir.
- Ruhun geldiğini ve kaldığını gördüğün adam Kutsal Ruhla vaftiz edecek olandır.
- Ruhun kimin üzerine inip durduğunu görürsen, Kutsal Ruh'la vaftiz eden odur.
Pekâlâ, kanyondan inip aşağıda parlayan metalin enkaz olup olmadığını anlamanın en iyi yolu nedir?