Translation of "Scendere" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Scendere" in a sentence and their turkish translations:

Scendere?

Aşağıya mı?

- Non dovevi scendere così presto.
- Non doveva scendere così presto.
- Non dovevate scendere così presto.

Sen bu kadar erken çıkmak zorunda değildin.

- Lo abbiamo sentito scendere dalle scale.
- Noi lo abbiamo sentito scendere dalle scale.
- Lo abbiamo sentito scendere le scale.
- Noi lo abbiamo sentito scendere le scale.

- Onun alt kata geldiğini duyduk.
- O aşağıya inerken ayak seslerini duyduk.

Bisogna capire come scendere.

Buradan inmenin bir yolunu bulmalıyım.

Ok, dobbiamo scendere. Forza!

Tamam, aşağı inmeliyiz. Hadi!

Cerchiamo un'altra strada per scendere.

Tamam, şimdi başka bir iniş yolu bulacağız.

Preferisco lasciar perdere. Meglio scendere.

Bu girişmeyeceğim bir mücadele. Aşağı ineceğiz.

Dovremo scendere per di qua.

Bu aşağı iniş güzergâhımız olacak.

L'ho sentito scendere le scale.

Onun merdivenlerden aşağı gittiğini duydum.

Voglio scendere alla prossima fermata.

Bir sonraki durakta inmek istiyorum.

L'ho sentito scendere dalle scale.

Onun alt kata geldiğini duydum.

- Non scendere finché l'autobus non si è fermato.
- Non scendere prima della fermata del bus.

Durana kadar otobüsten inme.

I prezzi delle azioni potrebbero scendere.

Hisse senedi fiyatları düşebilir.

Le temperature possono scendere fino a -30 gradi

Sıcaklık burada eksi 30 dereceye kadar düşebiliyor.

Dobbiamo scendere da questa montagna e cercare Dana.

Bu dağdan inip Dana'yı aramalıyız.

È forte scendere nella tana di un serpente.

Bir yılan kuyusuna inmek her zaman heyecan vericidir.

E poi cercherò un modo per scendere giù.

aşağı ulaşmanın yolunu arayacağım.

Il corso del dollaro è cominciato a scendere.

Doların değeri düşmeye başladı.

Qual è il modo migliore per scendere nel canyon

Pekâlâ, kanyondan inip aşağıda parlayan metalin

Qui sta diventando più ripido, eviterei di scendere di qua.

Bakın, burası dikleşiyor. O taraftan aşağı inmezdim.

Siamo pronti. È forte scendere nella tana di un serpente.

Ve işte hazırız. Bir yılan kuyusuna inmek her zaman heyecan vericidir.

Sono molte decine di metri. Non c'è modo di scendere.

Onlarca metre olmalı. Buradan aşağı inmeye imkân yok.

Qual è il modo più veloce per scendere e salvare Dana?

Dana'yı kurtarmak için bu tepeden aşağı inmenin en hızlı yolu ne?

Qual è il modo più veloce per scendere e raggiungere Dana?

Dana'yı kurtarmak için bu tepeden aşağı inmenin en hızlı yolu ne?

Oppure scendere nel tunnel con l'acqua. Dove c'è acqua, ci sono animali.

Ya da su olan tünelden gidebiliriz. Suyun olduğu yerde yaratıklar da vardır.

Siamo pronti ad andare. È forte scendere nella tana di un serpente.

Ve işte hazırız. Bir yılan kuyusuna inmek her zaman heyecan vericidir.

- L'uomo sul quale vedrai lo Spirito scendere e fermarsi, è colui che battezzerà con lo Spirito Santo.
- L'uomo sul quale vedrà lo Spirito scendere e fermarsi, è colui che battezzerà con lo Spirito Santo.
- L'uomo sul quale vedrete lo Spirito scendere e fermarsi, è colui che battezzerà con lo Spirito Santo.

- Ruhun geldiğini ve kaldığını gördüğün adam Kutsal Ruhla vaftiz edecek olandır.
- Ruhun kimin üzerine inip durduğunu görürsen, Kutsal Ruh'la vaftiz eden odur.

Ok, qual è il modo migliore per scendere nel canyon e vedere se il metallo scintillante è il relitto?

Pekâlâ, kanyondan inip aşağıda parlayan metalin enkaz olup olmadığını anlamanın en iyi yolu nedir?