Examples of using "Posto" in a sentence and their turkish translations:
Bir koltuk kapın.
Ne muhteşem bir yer!
O yeri biliyorum.
Benim yerimi alıyorsun.
- Sen benim yerimdesin.
- Benim yerime oturmuşsun.
Sana bir koltuk ayıracağım.
- Doğru yerdesin.
- Doğru yerdesiniz.
Yerine git.
Bu yer nedir?
İyi görünüyor muyum?
Bu yeri seviyorum.
Bu yeri işletiyorum.
- Bu yerden nefret ediyorum.
- Bu yerden nefret ediyorum!
Biz bu yeri seviyoruz.
Bu yeri severdim.
O yeri çılgınca seviyorum.
Bu yeri biliyorum.
O yer de ne?
O yeri seviyorum.
O yeri hatırlıyorum.
Bu yerde yaşıyorum.
Biraz yer.
Ona koltuğunu ver.
- Ona koltuğunu ver.
- Ona yerini ver.
Benim yerime park ettin.
Bu yer boş mu?
Burası farklı.
Herhangi bir yer işe yarar.
Bu yer mi?
Bu yer nerede?
Bu koltuk boş mu?
Koltuğuma geri gittim.
Bu yer gerçekten güzel.
O benim için bir yer ayırdı.
- Benim koltuğumda oturuyorsun.
- Benim sandalyemde oturuyorsun.
- Benim koltuğumda oturuyorsunuz.
Onu serin bir yerde tut.
Güvenli bir mekândasın.
Senin yerine gitmiyorum.
Kitabı yerine koyun.
Bu mekan hakkında ne biliyorsun?
Neden oturmuyorsun?
Bu senin yerin mi?
Bana bir yer vermeyecek misin?
Tom senin yerine gidecek.
Yabancılık hissediyorum.
Bu yer bizim.
Bu yeri seviyorum.
Ben buraya aitim.
Burayı özlüyorum.
Bu yeri özleyeceğim.
Ben yerimi kaybettim.
Bu yeri terk etmeliyiz.
- Aynı yerde tıkılı kaldım.
- Aynı yerde sıkışmış durumdayım.
Vay canına, şuraya bakın.
Ne güzel bir yer!
Koltuğumu değiştirmek istiyorum.
Bu yer nerede?
Koltukları değiştirelim.
- Benim yerimde olsaydın ne yapardın?
- Benim yerimde ne yapardın?
- Yerimde olsan ne yaparsın?
- Yerimde olsan ne yapardın?
Onun yerine gideyim.
Ona oturmasını söyle.
Ona oturmasını söyle.
Şimdi her şey yerinde.
Burası oldukça güzel.
Bu yer gerçekten güzel.
Her şey yerinde.
Herkes yerlerinde.
Koltuğunu Tom'a ver.
Bu yer gerçekten gürültülü.
Bu yer kaç yaşında?
Onun yerinde olsan ne yapardın?
O bana iyi bir koltuk buldu.
O, koltuğunu yaşlı adama verdi.
Kalacak bir yerin var mı?
Yerimde olsan ne yapardın?
O mekândan uzak dur.
- Benim yerime niye sen gitmiyorsun?
- Benim yerime sen gitsene.
O, bana iyi bir koltuk buldu.
Mükemmel yeri bulmak zorundayım.
Mükemmel bir yer bulduk.
Tom'un yerini alacağım.
Bu yeri biraz seviyorum.
Bu yer karınca kaynıyor.
Burayı sevmedim.
Pencere kenarında bir yer tercih ediyorsunuz.
Burası olabilir, bakın.
Şuraya baksanıza.
O aşık olduğum yerde
- Koltuğunuza geri dönün.
- Koltuğuna geri dön.
Boş bir koltuk var mı?
Herhangi bir koltuk olur.
Bu yer kutsaldır.
Her koltuk doluydu.
Ben bir koltuk ayırttım.