Examples of using "Poco" in a sentence and their turkish translations:
O, yavaş yavaş iyileşti.
Tom yavaş yavaş iyileşiyor.
Kalan biraz şarap var.
Çok az içtin.
Beni çok az tanıyorsun.
Bitki azar azar büyüdü.
Kötü bir iştahım var.
- Ben çok az çalışırım.
- Çok az ders çalışırım.
Kısa bir süre sonra
Çok az zamanın kaldı.
Neden biraz yavaşlamıyorsun?
Tom'un Japoncası yavaş yavaş gelişiyor.
Tom çok az söyledi.
Bizim çok az zamanımız var.
Yavaş yavaş, kendi yazılarındaki iyileşmeyi fark edeceksin.
Tom biraz kızardı.
Şekspir'in hakkında az şey bilirim.
Ucu ucunaydı!
Bu oldukça sığ.
Sonra görüşürüz.
Tom biraz içer.
O, saat altıdan biraz sonra öldü.
Biz Tom hakkında çok az şey biliyoruz.
Tom öğleden az sonra geldi.
- Yaşamak için az zamanım kaldı.
- Fazla ömrüm kalmadı.
Ucuz bir otel arıyorum.
Beş dolar'dan biraz fazla param var.
Yapacak çok az şey var.
Ben kısa bir süre için burada kalacağım.
Fazla zamanımız yok, acele edelim.
Bugün biraz rüzgar var.
Tom çok şey bilmiyordu.
Bu sözlük iyi değil.
Ford kötü eğitim gördü.
Tom, çok az yiyor.
Tom gerçekçi değil.
Yapacak az şey var.
Onun yardımıyla Fransızcam azar azar ilerledi.
Biraz para kaldı.
Bu hafta fazla şey yapmadım.
Eleştirmenler oyunun çok azını düşündüler.
- Bugünlerde iştahsızım.
- Bu aralar iştahım yok.
Kısa bir süre önce Tom'u gördüm.
Biz onun özel hayatı hakkında çok az şey biliyoruz.
Biz onun kişisel hayatı hakkında az şey biliyoruz.
Kısa süre sonra , şehir düştü.
Aşırı sığ bir suda.
Erzak falan ucuzdu.
Onun nereli olduğu az önemli.
Hasta mısın? Solgun görünüyorsun.
Sen güneşi çok az görüyorsun.
Okumak için az zamanım var.
Tom çok az değişti.
Bu kafa karıştırıcı olurdu.
Son zamanlarda biri burada.
Su burada sığdır.
- Onun görme yeteneği kötü.
- Onun görme kabiliyeti kötü.
Bir süre önce ayrıldı.
Daha önce Tom'dan duydum.
Daha önce onun onu yaptığını gördüm.
Bar biraz sonra kapanıyor.
Onun hakkında çok az şey biliyoruz.
Onun hakkında çok az şey biliyoruz.
- Ona ne şüphe.
- Adım gibi eminim.
Lütfen biraz bekleyin.
Boşa geçirecek çok az zamanımız var.
Bu nehir sığ mı?
Onların görüşü biraz önemlidir.
Tom kısa bir süre önce buradaydı.
Tom'un biraz içeceği vardı.
Benim az param var.
Çok geçmeden önce kar yağmaya başlayacak.
Aslında o, mesele ile ilgili çok az şey biliyor.
Bazen biraz, bazen çok daha fazla.
Çok küçük, çok yavaş ve yeterli değil.
Muhtemelen fazla oksijen olmadığından.
Şüpheye mahal yok.
Genel olarak konuşursak, haziran ayında burada biraz yağmur var.
Yakında benim doğum günüm.
Su burada çok sığ.
Onun hakkında çok az şey biliyorum.
Onun hakkında çok az şey biliyorum.
Tom çarpılmaktan güç bela kaçtı.
Tom'un az boş vakti var.
Bilge az konuşan adamdır.
Sığ suda dalmak tehlikeli.
Caddede az önce ona rastladım.
Ben onlar hakkında çok az şey biliyordum.
Onun hakkında çok az şey biliyordum.
Onun hakkında çok az şey biliyorum.
Onlar hakkında çok az şey biliyoruz.
Kazadan hemen sonra polis geldi.
Ben kitabın anlatımını sığ buldum.
Benim doğum günüm yaklaşıyor.
Fransızcası yavaş yavaş gelişiyor.