Examples of using "Permanente" in a sentence and their turkish translations:
Ölüm kalıcıdır.
Hala gençsin ama kalıcı olarak değil.
Tom düzenli.
Herkes kalıcı barış istiyor.
Bu kalıcı bir çözüm değil.
- Tom'un hiçbir daimi adresi yok.
- Tom'un kalıcı bir adresi yoktur.
Burada, geçicilik yeni kalıcılık oluyor.
1982'de Utah'da ilk kalıcı yapay kalp transplantını aldığında
Bir bebek dişine bitişik bir yetişkin dişi geldi.
Tüm o kemoterapi vücudumu kalıcı olarak kötü etkilemişti.
Onun kalıcı dişi bebek dişinin arkasından geliyor.
Tüm dünyadaki kurumlar Çin'i bu yasağı kalıcı hale getirmeye zorluyor.